İki yıl süren işkenceden sağ çıkmayı başarmış, kaçıp Kanada’ya göç etmiş ve orada evlenip üniversitede öğretmenlik yapmaya başlamıştı. Öğrencilerini çok seviyordu ama yine de toplum için iyi bir şeyler yapmak istiyordu.
Bir gün bir arkadaşı cezaevi ziyaret programlarının sürdürüldüğü bir gruba katılmasını önerdi. Girişte arama yapılırken o kadar korkmuştu ki, bunu kendisi bile beklemiyordu. Güvenlik kapısı tangırdayarak kapanırken tüyleri diken diken olmuştu. O kokuyu, açlığı, sefaleti hatırlamıştı. Toplantı odasında mahkûmların gözlerinin içine baktı. Neden burada olduklarını bilemezdi. Ama adamların gözlerinde, hayatta kalma mücadelesini görebiliyordu. Sanki kayıp ailesini bulmuş gibiydi. Bir yıl süren gönüllülükten sonra cezaevi idaresinde daha aktif rol almaya başladı. Kadınların hücrelerinde tuvaletin ayrılmasını talep etti, hücrelerin o kadar kalabalık olmaması için bastırdı, olması gereken yerlere telefonlar taktırdı.
Sonunda mahkûmlara daha iyi bir hayat sağlamak için üniversitedeki görevinden bile ayrıldı. Neler çektiklerini bildiği için bir fark yaratmadan, içeride geçen zamanı daha kolay kılmadan rahat edemeyeceğini biliyordu. Ve o bunları yaparken etrafında gruplar toplanmaya başlamıştı. Çok geçmeden bölgedeki bütün cezaevlerinde çalışan bir gönüllü ordusu oluşmuştu.
Başkalarıyla deneyimlerimiz kadar düşüncelerimizi de paylaşmak isteriz. Bu yüzden topluluklara ihtiyaç düyarız sadece başkalarına yardım etmek için değil, kendimize, gelişip değişmemize de destek olsun diye. Konu sanatçılığımız olduğunda bu bilhassa önem kazanmaktadır. Zira yaratıcılık aradığımız bir şey değil, bize gelen bir şeydir. Cömertliği ne kadar uygularsak başkalarının cömertliğine de o kadar açık oluruz. Michelangelo’nun yaptığı, Roma’ daki St. Peter Bazilikasının kubbesi, dağıtmakla ilgili mükemmel bir örnektir. Papalığın emrinde çalışan Michelangelo Şistine ŞapePinin duvar ve tavan süslemeleri de dahil pek çok eser vermişti. Hayatının son döneminde, St. Peter Bazilikası bitmeye yüz tutmuşken Michelangelo kilisenin ihtişamını taçlandıracak bir kubbe tasarlamıştı. Bu çalışmasını tapınmanın yaratıcı bir yolu olarak görüyor, bir yandan da geçmişteki günahları ve kusurları için merhamet diliyordu aslında. Sonuçta Michelangelo herkesin hayranlıkla izlediği bir sanat eseri bıraktı arkasında. Bugün bile Roma’nın siluetinin çok önemli bir parçasıdır bu kubbe. İhtişamı kadar yaratılışının Özünde yatan cömertlikle de yükselmektedir.
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları