Nasıl mutlu olunur?

Nasıl mutlu olunur?

En hesaplı fiyata en iyi yerleri bulmaktaki ustalığını bilmeyen yoktur. Müşterilerinden biri Avrupa seyahati yapmak isteyen genç bir kadını göndermişti ona. Kadın, hastalığı yüzünden işten izin almış, babası da iyileşmesini kutlamak için bu seyahati hediye etmişti ona.

Acenteci kadın ona çok iyi bir teklif sunmuştu ama biletlerin kırk sekiz saat içinde alınması gerekiyordu. Genç kadınla telefonda fiyatları konuşuyorlardı. “İnan bana, diğer bütün u çuşlardan çok daha iyi bir fırsat bu,” dedi acenteci kadın. Bir yandan diğer telefonlar susmak bilmediği için kısa kesmek zorundaydı o da. “Bana hemen haber ver lütfen,” deyip meseleyi toparlamaya çalışıyordu.

“Size birkaç soru sormam gerekiyor. İçinde bulunduğum durumu bilseniz iyi olur. Fazla param yok. Hepsini uçağa verirsem Avrupa’da harcayacak para kalmayacak bana. Daha ucuz bir şeyler bulamaz mısınız?”
“Direkt sefer bulamam. Birkaç kez inip aktarma yapman gerekecek.”
“Ah, ama bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Nasıl yapıldığını bile bilmem ki.”
“Bir zorluğu yok, merak etme.” Kadının sekreteri başına gelmiş, ona işaret ediyordu şimdi.
“Ama daha ucuzunu alırsam direkt gidemem demiştiniz.”
“Doğru.”
“Emin misiniz?”
Konuşma böyle sürüp gitmişti. Sonunda sıkılan ve yorulan kadın “Hoşça kalın,” diyerek kapatmak zorunda kaldı. Sonradan da kimse aramadı.

Paylaşmanın temelidir vermek. Hem para hem de zaman ayırmak, başkalarına yardım elini uzatmaktır bazen anlık, bazense uzun vadede. Sevdiklerimize hediye vermektir; evlerimizin bir kısmını yaşlanan anne babamıza vermek ya da hiç olmazsa yaşlılık yıllarını huzur içinde geçirebilecekleri imkânlar sağlamaktır. İlişkilerde, evliliklerde ve işyerinde hep kendimizi verir, kendimizden veririz. Elimizden geldiğince ve ihtiyaca göre veririz. Ancak, kitabın başında da belirttiğimiz gibi çoğumuz bizden istenenlerden yorulur, adanmışlıklanmız yüzünden geriliriz zamanla. Yaşadığımız stresin kaynağında bir fark yaratma arzusu vardır aslında. Ancak çoğu zaman, sürdürülebilir bir cömertliğin ön koşullan sayılabilecek şefkat, merhamet ve duyarlılığı kendimize de göstermekte cömert davranmayız.
Boşluk duygusundan kurtulmak ya da aşın gerginlikten korunmak için geçmiş alışkanlıklannızı ve önyargılarınızı gözden geçirmekte fayda vardır.

Tekrar vermeye başlamadan önce durum değerlendirmesi yaparak eylemlerinizin ya da verdiklerinizin doğruluğunu da garanti altına almış olursunuz. Eylemlerimiz dürüst, özgün ve yürekten mi; başkalarının hayatına katkıda bulunuyor muyuz; yoksa sadece kendimizi iyi ve doğru, sevilen ve kabul gören bireyler olarak hissetmek için mi yapıyoruz bütün bunları? Daha önce de değindiğimiz erdemler cesaret, idrak, tevazu, şefkat, merhamet, güvenilirlik, itimat, umut, hatırlamak ve denge her türlü cömert eylemde ifade bulmaktadır. Egonun ne zaman verme eylemine giriştiğini ve özgüvenin ne zaman pohpohlanmaya ihtiyacı olduğunu bilmek şarttır.

İkimiz de, evli bir çift olarak, verme derslerini hatalar yapıp yanlış yollara saparak öğrendik. Pişmanlıklarımız ve onlardan kurtulmak için verdiğimiz kararlar oldu. Ve de cömertliği uygulamaya geçirdiğimizde bizde uyandırdığı “doğru neden” hissini bütün zarafetiyle yaşadık. Bilinçli eylemler sorular sorar ve net cevaplar ister. Keşfimize vermenin en bilinen yoluyla, yani parayla başlayacağız.

Benzer Yazılar

Leave a Reply