1. Herkesi memnun edemezsiniz; kaldı ki, böyle yapmaya çalışarak kendiniz de dahil herkese cömertçe davranmış olmazsınız.
2. Değişim sürecini tamamlayarak tahmin ettiğinizden çok daha fazla insanı memnun etmiş olursunuz; çünkü bu yenilenme başkalarını da, ihtiyaç duydukları ve istedikleri şeyler için risk almaya teşvik edecektir.
3. Bir kez başladıktan sonra değişimden vazgeçmek, yaratıcı ve gerekli bir eyleme engel olunduğu için cömertliğe ihanet olarak görülmelidir. Gelişiminiz için gerekli bir süreci tamamlamayarak sadece kendinize zarar vermiş olmaz, aynı zamanda etrafmızdakileri de önemli bir ilhamdan mahrum bırakmış olursunuz.
Cizvit Anthony de Mello şöyle yazmıştı: “Değişmeyi bıraktığınız gün yasamayı da bırakmış olursunuz.” Kişinin, hayatının sürekli bir değişimden ibaret olduğunu hiç akıldan çıkarmaması gerekir. Hayat hiçbir zaman olduğu yerde durmaz ve aynı kalmaz. Elimizdekiyle yetinmek büyük bir yanılgıdır. Sürekli gelişmek zorundayız. Cömertlik sürekli bir değişim, u-mut edip ihtiyaç duyduklarımıza yapılan bir yatırımdır. Bu gerçek göz ardı edildiğinde, ait olmadığınız bir akıntıya kapılıp hayatınızın gerçek rotasından saparsınız. Değişimi göz ardı ederek cömertliği de göz ardı edersiniz. Cömertliğe direnmekle, gelişip değişmeye, yani olgunlaşmaya direnmiş olursunuz.
Cömertliği bilinçli olarak uygulamaya başladığınızda, bunun birilerine daha fazla para vermek ya da daha fazla zaman ayırmaktan ibaret olmadığını, söz konusu olanın, sizi değiştiğiniz için eleştiren ya da kendini tehdit altında hissedenler de dahil herkese karşı cömertlik göstermek olduğunu unutmamalısınız. Başkalarının olumsuz tepkilerine verilecek en cömert cevap onları dinlemek, değişiminizle onlarda u-yandırdığmız ihtiyaçlara kulak vermek olmalıdır. Kendiniz neye ihtiyaç duyduğunuzu ifade ederken de hem kendinize hem de başkalarına karşı cömert ve dürüst olmalısınız. Siz ne kadar açık olursanız başkalarının sizi anlaması ve önyargılarından kurtulmaları da o kadar kolay o-lur. Olumlu destek ve tepkilere verilecek en cömert karşılık ise basitçe minnet duymaktan ibarettir.
Cömertliğin özüne ve sanatına vakıf olmanın sırrı sürekli ılıman sularda yüzmek değil, sizi bekleyen fırtınalara dayanabilecek sağlam bir gemiye sahip olmakta yatar. Hazırlıklı olmak demek; sizi gerçek anlamda cömert olmaktan alıkoyabilecek engellere karşı durmaya ve de değişimden korkmanızın ve karamsarlığa eğilimli olmanızın nedenlerinin farkında olmak demektir. Yüreğinizin iyileşmesi için zamana ihtiyacınız var mı?
Cömertlik, değişmek için gerekli manevi, kişisel gücü besler. İnananlar için Tanrı cömertliği bol dağıtmıştır. Tabiat ilahi cömertliğin bir kanıtı olarak yaratılışla kurduğumuz ilişkinin derinleşmesini sağlar. Geçmişten bize aktarılan ve bizim de geleceğe aktarmamız gereken lü-tuflarla çevrili olduğumuzu çoğu zaman Tanrıya inanmayan insanlar da fark ederler. Cömertlik, dünyanın üzerinde gelişip serpildiği temel erdemlerden biri sayılmalıdır. Cömertlik yaratılış çarkının dişlilerinden biridir. Daha cömert olmak üzere değişirken bu yaratılış cömertliğinin bizi nasıl ateşlediğini hissederiz çoğu zaman. Cömertlik sadece birbirimizle değil, kıllardır yazlığımızın penceresinden dışarı baktığımızda yaban çiçekleriyle dolu aynı tarlaları görüyoruz. Her yıl solup yeniden açan, sanlar, beyazlar, morlar yüzlerce kelebeğe de ev sahipliği yapıyorlar. Kendimizi ne kadar şanslı saysak azdır bunun için. Geçen sene bizi ziyarete gelen bir bitkisel tıp uzmanı etrafta şöyle bir dolaştıktan sonra arazimizde yirmi dokuz çeşit şifalı bitkiye rastladığını söylemişti.
Bizim basit otlar sandığımız şeyler aslında yanıklara, böcek ısırıklanna iyi gelen şifalı yapraklarmış. Yapraklarından çay yapınca hazma iyi gelen, karaciğeri temizleyen ya da prostatı rahatlatan bitkiler gösterdi. Onun uzmanlığı sayesinde vitamin ve mineralce zengin, salatalara katabileceğimiz yenilebilir bitkiler de olduğunu öğrendik. Bizim çayır dediğimiz şey aslında ecza depo-suydu! Bu gizli servet bütün çeşitliliğiyle iyileştiriyor ve rahatlatıyordu. Biz farkında değildik ama onlar orada duruyordu. Biz kıymetini bilmesek de arka bahçemiz hediyelerle doluydu.
Bizi bekleyen başka sürprizler de vardı. Konuğumuz, bizim özellikle uzak durmayı öğrendiğimiz bir ısırgan otunun dibinde çömeldi ve bir yandan şifalı özelliklerini anlatırken bir yandan da parmaklarıyla onu okşamaya başladı. O zaman anladık ki, bu otun ısırgan özelliği sadece tehdit altında kaldığında ortaya çıkıyormuş. Konuğumuzun ellerinde aynı ısırgan otu okşanıp sevilecek bir hâzineye dönüşmüştü.
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları