Aslında, ilke olarak, biyolojik olsun olmasın BoseEinstein yoğunluğunu içeren herhangi bir yapının bilinç sahibi olabilecek bir kapasiteye sahip olabileceğini inkâr etmek için bir neden yoktur. Fakat tabii ki bunun nasıl bir bilinç olacağı ve bununla neler başarılabileceği daima sistemin fal ve bütünlüklü yapısına bağlı olacaktır. Bu bilinçli bilgisayarların varolabileceği olasılığına açık bir kapı bırakır ve tabii ki genelde yabancı bilinç sorunsalını başlatır.
Bizim gibi ileri düzeydeki dünyevi hayvanların nöron hücre duvarlarındaki elektrik alanları, sisteme pompalanan enerjinin düzensiz değişimi yüzünden sürekli değişir. Bu düzensiz değişimler kandaki kimsayal değişimler (örneğin kandaki şekerin düşüp artması gibi) ve dış uyarımlar sonucu olur.
Buna bağlı olarak, bilincin gücü de yoğunlaşma dönemine çekilen ya da itilen moleküllerin az ya da çok (protein ya da yağ) olmasına göre değişecektir. Bu bizim günlük deneyimimize de uyar, çünkü bazen bilincimiz diğer günlerde olduğundan daha açık olur (örneğin uyku haline göre yüksek konsantrasyon hali). Ayrıca bu, bir beyin hasarının bilinç üzerindeki etkisine ya da böyle bir hasarın yokluğuna da uyar.
Benzer Yazılar
- Burçlar ve Yaratıcılık: Sanatsal Enerjinizi Keşfedin
- Tarot Kartları ve İçsel Şifa
- Astroloji ve Sağlık: Hangi Burç Hangi Organı Temsil Ediyor?
- Tarot Falı ve Günlük Pratikler: Kendi Kartınızı Çekme
- Rüyalarınızda Ölen Kişilerin Mesajları