TÜRKMEN KAPILARININ ÖTESİ

TÜRKMEN KAPILARININ ÖTESİ

Günümüzde FalHint “hadım ağaları”nın ilginç dünyası…

Türkmen kent surları Eski Delhi’nin güney ucunda yer alıyor; yirmi yıl kadar önce bu duvarların çoğu yıkılmış ve büyük kapı artık kentin bir ucunda tek başına kalmış.

Ocak ayının ortalarında bir sabah kapının demirlerinin önünde bekliyordum.

Şafak sökmemiş, Delhi henüz uyanmamıştı. Çöpçüler dışkı ve diğer pislikleri süpürürken, yakındaki bir camiden ezan sesi geliyordu. Çaycılar battaniyelerine sarınmış, günün ilk çayını hazırlamak için ocaklarını yakıyorlardı. Gecenin soğuğu hâlâ devam ediyordu.

Görmeye geldiğim şeyi tam bir saat bekledikten sonra görebildim. Güneş doğarken, üç tekerlekli bisikletiyle tek başına bir adam Eski Delhi’nin labirent gibi sokaklarından çıkıp, kapının altından geçti. İçinde üç kişi vardı. Göz alıcı renk renk, sırmalı sarileriyle aşırı makyajlı üç kadın; her birinin burnunda birer pırlanta… On dokuzuncu yüzyıl nautch dansçıları gibi giyinmiş bu kadınlar, aslında erkekti. Elli metre kadar uzaktaydılar ama bu mesafeden bile Hintli kızların ince yüz hatlarına sahip olmadıklarını görebiliyordum.

Kolları çok kalındı, omuzları da kadın vücuduna göre çok geniş. Sigara içiyorlardı. Kadın gibi makyaj yapmış erkekler desem, o da değildi. Çünkü erkek de değillerdi! Dergah Kuli Han’ın arkadaşı Taki gibi, onlar da hadımağalarıydı.
Avrasya’da çok yaygın olarak bilinen, Asur’dan Babil’e kadar en eski çağlardan beri var olan, Roma’nın düşüş günlerinde hizmetkârlık yapan ve “pasif cinsel oyuncaklar” gibi imparatorluk saraylarında yaşayan hadımağaları, özellikle İslam uygarlıklarında harem hizmetinde ideal nöbetçiler olmuştur.

Daha sonraları İslam dünyasında valiliklere, vezirliklere getirilmişler, ordulara komuta etmişlerdir. AngloSaksonlar’da daha çok köle olarak görülürken, İtalya’da on dokuzuncu yüzyıla kadar operalarda ve hatta Vatikan korosunda şarkıcılık yaparak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bugün ise Hint yarımadasından başka hiçbir yerde görülmeyen bu hadım edilmiş erkekler, büyük kentlerin yoksul semtlerinde yaşamaktadır.

Kadın gibi giyinerek düğün ve doğum gibi kutlamalara davetsiz olarak katılırlar, dans edip şarkı söylerler ve genellikle belden aşağı esprilerle insanları eğlendirirler. Yoksul halk, onlar tarafından kutsanmanın şans getireceği inancındadır; dolayısıyla bu kesimden kolayca para sızdırırlar. Zenginler üzerinde ise daha büyük yaptırımları vardır; para vermek istemeyenleri çırılçıplak soyunmakla tehdit ederler. Kaprisli, dengesiz ve küstah olurlar, bazen şiddete başvuracak kadar ileri gidebilirler.

Toplum içinde rahatça dolaşırlar ama yaşamları hakkında çok az şey bilinir. Kendilerine ait her şeyi sır olarak saklarlar; aslında, kendileri de yarı gerçeklerle yaşarlar. Anlaşılması zor bir yaşamları vardır. Kimseye güvenmezler, özel hayatları hakkında soru sorulmasından hiç hoşlanmazlar. Biraz ısrarlı davranacak olursanız, terslenirler. Ara sıra zorla hadım edilen birileri ya kendi istekleriyle ya da kendi aralarında çıkan olaylar yüzünden skandallara karıştıkları için özel yaşamları gün ışığına çıkar ve manşetlere fırlarlar.

Benzer Yazılar

Leave a Reply