TAROT VE ÜÇ TÜR KABUK

Tüm acılarımızı doğuran tarot kabuklarının hangi türden olduklarım daha yalandan görelim. Varlıklar dünyasına daha ilk adımımızı attığımız andan başlayan beğeni ve beğe nisizlik, yoksunluk ve doyum konularındaki acemilik dönemimiz, çevremizi algılamamızda duygunun katılımım ön plana çıkaracaktır.

Öyleyse ilk engeller bu düzeyde beliriyor demektir.
Duygusal alanın tarot kabukları
Bu durum bizim için iyi olanla kötü olan arasmda çok belirgin bir ayrımı ortaya çıkanr.

Bunun sonuçlarım şöyle sıralayabiliriz:
Bize beğeni sağlayan tarota aşırı bağlılık;
Başkalarına karşı güvensizlik, dahası tiksinme içeren bir tutum.

Eğer dış ortam sevinçlerden çok acılar getiriyorsa, bu durum bizi şu sonuçlara götürür:
Toplumdan soyutlanma ve dahası kimi zaman yalnızlık;
Saldırganlık, kıskançlık ve bencillikle donanmış hırçın bir karakter.

Bu engeller, insanın dünyadaki yerini daha iyi algılamasıyla ve kendimizle başkaları arasındaki ilişkilere yön veren zihinsel etkenlerin analiziyle hafifletilebilir. Bakışımızı; kendi benliğimize, yaşamımızın öğelerine yönelttiğimiz bakışı yavaş yavaş değiştirebiliriz.

Psişik alanın kabukları
Derin iz bırakabilen ve bize at gözlüğü dayatan olgular dogmatik inançlardır. Kuşkusuz bunlar dinsel, töresel ve düşünsel planda ortaya çıkarlar. Bu durum şu sonuçlan doğurmaktadır:

Kendinden başka türlü olam benimseme olanaksızlığının getirdiği hoşgörüsüzlük;
Yaratma gücünün zayıflaması ve dar kafalılık;
Boğucu bir ortama dek götüren zihinsel katılık;

Toplumsal alanda tutuculuk.
Duygusal, moral ya da zihinsel tarot tüm bu ıstıraplar, ne yazık ki, etkisiz kalmaz ve bedene yayılırlar. O beden ki, tüm zorluklarımızın yansıdığı ve varoluşunun bize getirdiği kaygılan, acılan, yoksunluklan ama aynı zamanda sevinçleri, mutluluklan ve kahkahalan yaşayıp belleyecek ve de istifleyecek olan yerdir.

İster her varlığın yüreğinde kendini hissettiren, kutsal Bi birleştirici yüce tarot ilkesiyle kaynaşan o büyük üçleme kavramını (bedenruhzihin) anımsayalım; ister o çok klasik psikosomatik ilişkiyi (zihnin bedene yönelik merkezkaç diyaloğunu) sonucuyla, yani somatopsişik diyalog (bedenin zihne yönelik merkezcil diyaloğu) ile düşünelim; ister insamn holistik (doğada gittikçe karmaşık yapılı birimler yaratma eğilimi taşıyan) saplantısma açık bir tutum alalım, ister klinik olguların dikkatli gözlemcileri olalım; bedensel, ruhsal, duygusal ve dahası bir ölçüde zihinsel tüm olguların birbirinin içine girdiğini apaçık bir gerçeklik olarak kabul etmekten başka çaremiz yoktur.

O nedenledir ki, ruhsal bir tedaviyi bedensel bir yaklaşımla her zaman birleştirme zorunluluğu kaçınılmaz görünmektedir.

Bedensel alanın kabukları
Tüm somut acılar bunların yansımalarıdır. Bu acılar genellikle ilk yoklama belirtilerini oluştururlar ve şuursal algıyı, hastalığın ya da rahatsızlığın depreşmesinden kaçınmak için “yapılacak bir şeyler” olduğu konusunda uyarırlar. Bu rahatsızlıklar şunlar olabilir:

Kas gerginliği (kasılmalar, kramplar, tutulmalar…);
Eklem sorunları (dizler, bilekler, göğüs kafesi);
İşlevsel patoloji sorunları (psikosomatik hastalıklar). Bu ın pratik alıştırmalarında önerilen gevşeme ve
uyarma teknikleri sayesinde bu güçlükler yavaş yavaş ortadan kaldırılabilir.

KABUKLAR

Duygusal kabuklanma Fiziksel gerginlikler Dogmatik inançlar

AYRILMA
Soyutlanmış içsel varlık Dayanıksız ben
Kaçış
• Geriye: nostalji
• Geriye: nostalji • Gurur • Anlaşılmazlık
• İleriye: kurgu • Kıskançlık • Kimlik yitirme
• Yerinde: içsel sinema • Saldırganlık • Bağlılık
• Öfke • İstençsizlik
ÜÇ TÜR KABUK

Benzer Yazılar

Leave a Reply