Tarot Falı Meditasyonu İzlenimi

Tarot Falı Meditasyonu İzlenimi

Tarot falı Meditasyonu’de öteye geçiş izlenimi dikkatin saf uyanıklıkta sakin bir duruma gelmesiyle fark edilir. Bu herhangi bir nesne ya da algılamanın olmadığı bir iç uyanıklık durumudur. İzleyia, kendi en iç özünü sonsuz uyanıklık olarak izler.

Yani uyanıklık, bir düşünce ya da bir duyguya bağlı değildir. Bu yaşantı çok derin bir fiziksel ve zihinsel gevşeme olarak belirginleşir. Bu durumda öteye geçme, MasloVun tanımladığı gibi, duygusal yönü ağır basan ya da sırf böyle olan doruk yaşantısından önemli ölçüde ayrılır. MasloVun açıkladığı gibi, doruk yaşantılan gerçekten Oluş’u kavramayı anlamına gelmeyebilirler. Bunun yerine Oluş’un dünyada, organizmada ve çevrede bütünleşmiş ve sürekli yapısının yücelmiş ya da yükselmiş bir değerlendirilmesi olabilirler.

Tarot falı Meditasyonu’deki öteye geçişle karşılaştırılınca, doruk yaşantısı faaliyet sırasında bilincin uyanık durumunda algısal sürecin niteliğinin yoğunlaşması olarak tanımlan ahilir. Meditation’da öteye geçiş iç uyanıklığı korurken, en düşük metabolik çabayla ilerlemede son bir aşamadır. Yayla yaşantılarının sakin yapısı, tarot falı Meditasyonu yaşantısıyle bazı karşılıklı ilişkiler göstermektedir. Bununla birlikte farklar açıktır. Maslow, yayla izlenimini özellikle müzelerde, kırsal ortamlarda ya da sakin durumlarda vanlan iradeye bağlı bir durum olarak tanımladı.

Bu yaşantı gerçekte hayal yönünden zengin ve ayırıcıdır. Kasten oluşturulmasalar bile. Öte yandan saf bilinç izlenimi ne hayalleri ne de iradeyi içerir. Biz yayla yaşantısının, binlerce izlenimin bir özü, bir ürün olarak Oluş’un maddesel durumunu açık olarak fark etmiş doruk yaşantısının saf durumundan başka bir şey olmadığı sonucuna varırız. Gene de bütünleşmiş bir ferdin Oluş’u böyle kalıcı olarak izlemesi kavramı yeterince gelişmiş kişilerin saf uyanıklık yaşantısını uzatabileceklerini göstermektedir. Bu olanak yaratıcı zekânın psikolojisinin merkezidir.

Saf uyanıklık yaşantısının ve etkilerinin yalnız özel bir fizyolojik durumda ortaya çıkmadığını da hatırlamak önemlidir. Her ne kadar doruk ve yayla yaşantılarının bazı kişilere çok büyük yararları dokunabilirse de, bunların tüm insan gelişmesinin temelinde olması gereken nörofizyolojik bütünleşmeyi mutlaka sağlamazlar.

Bunun sonucu olarak, doruk ve yayla yaşantıları gerçekte hiçbir tür bütünleşmeye de götüremezler. Fakat bunun yerine kısa yaşamlı ruhsal durumlarla sınırlıdırlar.

“Bir doruk yaşantısında yan yarıya da olsa cennete tanık olma gerçeğine aklım takıldı. Neden herkes her zaman daha iyi olmasın? O zaman dünyayı melekler kaplardı. Eh o zaman son derece hasta kişilerden de doruk yaşantıları hakkında bildirimler alabilirdim.”

Bununla birlikte her ne kadar doruk ve yayla yaşantıları gelişmeye götürebilip götüremese de, bunlar insan yapısının kendini gerçekleştirme eğilimlerinin belirgin bir açıklaması olarak kalacaklardır.

Transcendental Meditation İzlenimi

Benzer Yazılar

Leave a Reply