SOSYAL HAFIZA

SOSYAL HAFIZA

Evren Ve KuantumBütün hafızalar, bireysel ve sosyal olarak ikiye ayrılabilir. Kişi öldüğünde, bireysel hafızasını da beraberinde götürür ama sosyal hafıza yaşamaya devam eder. İnsan türünün evrimindeki başarının sırrı, böyle bir ortak hafızayı kullanmasında yatar. Dolayısıyla, sosyal hafızamızı oluşturma, saklama veya kullanma tarzımızda yapacağımız her türlü değişiklik, tür olarak kaderimizi etkileyecektir.

Bundan insanoğlu kendi tarihinde sosyal hafızasında iki kez devrim yarattı. Bugün, yeni bir enfosfer oluştururken, benzeri bir devrime üçüncü kez tanık oluyoruz.

Başlangıçta, insan grupları ortak hafızalarını özel anılarıyla aynı yerde saklamak zorundaydılar; bireylerin zihinlerinde! Kabile yaşlıları, bilgeler ve diğerleri, tarih, mit, folklor ve efsane biçimlerinde kuşaktan kuşağa aktarıyorlardı. Ateş yakma, kuş yakalama, sal yapma, saban bileme, sığır gütme yöntemleri gibi konularda grubun o güne kadar topladığı tüm bilgiler, insan beyinlerinde saklanıyordu.

Bu yöntem sürdürülürken, sosyal hafızanın kapasitesi kaçınılmaz olarak çok sınırlıydı. Yaşlıların hafızası ne kadar güçlü, şarkılar, dersler veya hikayeler ne kadar kolay ezberlenir olursa olsun, sadece insan kafasının içi kadar depolama alanı vardı.

İkinci Dalga uygarlığı, hafıza engellerini ortadan kaldırdı. Okuryazarlığı kitlesel olarak yaydı. İş kayıtlarının tutulmasında sistematik yöntemler geliştirdi. Binlerce kütüphane ve müze oluşturdu. Dosya dolabını icat etti. Kısacası, sosyal hafızayı kafatasının dışına çıkardı, yeni saklama yöntemleri buldu ve daha önceki sınırları aştı. Ortak bilgi depolama kapasitesini artırarak, tüm yenilik ve sosyal değişim süreçlerini hızlandırdı. Böylece, İkinci Dalga uygarlığına dünyanın o zamana dek bildiği en hızlı değişen ve gelişen kültürünü kazandırdı.

Bugün, sosyal hafızamızda tamamen yeni bir sıçrayışa geldik. Haberleşme sistemlerinde kitlesellikten uzaklaşılması, yeni haberleşme yöntemlerinin icat edilmesi, uydular aracılığıyla dünyanın haritasının doğru bir şekilde oluşturulması, hastanelerde hastaların elektronik alıcılarla gözlemlenebilmesi, şirket dosyalarının bilgisayar ortamına taşınabilmesi gibi değişikliklerin hepsi, uygarlığımızın faaliyetlerini en ince detaylarıyla kaydettiğimiz anlamına geliyor. Gezegeni ve beraberinde sosyal hafızamızı havaya uçurmadığımız sürece, yakında kusursuz bir hafızaya sahip bir uygarlığa mümkün olduğunca yaklaşacağız. Üçüncü Dalga uygarlığının kendisi hakkında sahip olduğu bilgi miktarı, bir çeyrek asır önce hayal bile edilemeyecek bir ölçüde olacak.

Benzer Yazılar

Leave a Reply