SADECE İNANLILAR İÇİN

SADECE İNANLILAR İÇİN

budaAynen Kraliçe Ester in hikâyesinde gördüğümüz gibi Tanrıyı izlemek bizi güvenli bir bölgeden tehlikeli bir alana getirebilir. Esterin durumunda Tanrıya itaat etmenin bedeli hayatını kaybetmek olabilirdi. Buna rağmen, Tanrı yı izleyen diğer kişiler sayesinde, doğru olanı yapmak konusunda cesaret almıştır. Ester büyük bir risk aldı ve aldığı bu risk sayesinde diğer canlar kurtarıldı.

Hayatımızda yaşadığımız kargaşalar her zaman Tanrının isteği yerine, kendi arzularımızı yapmaya çalışmamızdan dolayı meydana gelmemektedir. Tanrıyı izlemeyi seçmek içsel bir kargaşayı en üst seviyeye çıkarabilir. Bazılarımız Kraliçe
Ester’inki gibi gözle görülür bir biçimde sorumluluk almaya ve cesaret göstermeye çağrılmışızdır. Genelde doğru olanı yapmak ve adaletsizliğin karşısında durmak, bizi riskli bir duruma getirse de, Tanrının sözüne sadık kalmaya çağrılmışızdır.

Geçtiğimiz günlerde sürekli hareketliliğin her zaman itaatsizlik anlamına gelmediğini görmüştük. İbrahim’in, Yusuf un, Rut’un ve diğerlerinin hikâyelerinde, Tanrıya itaat etmenin hayatımızda büyük karışıklıklar yaratabileceğini görürüz. Tanrı bizim değişiklik yapmamızı, yönümüzü değiştirmemizi ya da taraf tutmamızı istediği zamanlarda harekete geçmemizi sağlamak için isteksizliği kullanabilir. Ama daha iyisini hak ettiğimizi ya da Tanrının bir şekilde bizi hızla değiştirmeye çalıştığını düşünmeye başladığımızda, tatmin bulmak ve memnun olmak için yön değiştirmeye çalıştığımızda büyük ihtimalle izlemekte olduğumuz kendi günahlı benliğimizdir.

Gurur, günahlı bir benliğe sahip olduğumuz zamandan beri her insanın içinde bulunmaktadır. Gurur sadece etkili bir güç olmakla kalmaz, aynı zamanda aldatıcıdır. Kendi arzumuzu yerine getirmek istememizin nedeninin iyi olanı yapmak olduğunu düşündüğümüz zamanlarda, aslında sadece kendimiz için en iyi olanı istiyor oluruz. Kendi planlarımızı tamamen bir kenara bırakmak, Tanrı nın davetini kabul ederek Onun tahtının önüne tamamen açık bir yürekle gelmekle başlar. Önümüze böyle güzel bir teklif getirilirken duanın ardından gitmenin önemini nasıl unutabiliriz? Tanrı bu denli açık bir şekilde bizi konutuna, tahtının bulunduğu odaya davet ederken bunu neden reddedelim ki? Bu soruya verilecek cevabın bir kısmı hayatın çok rahat olmasıdır.

Benzer Yazılar

Leave a Reply