Rüyada kitap okuma

Rüyada kitap okuma

Kısa bir süre önce aşktan gözü kör olmuş bir dönemden yeni çıktım; bir kitapla olan aşkımdan. Bu kitabı çok sevdim. Her bir saniyesine bayıldım. Beni kendi rüya dünyasına çekmişti. Kendi yaşamımdaki pek çok şey aklıma gelmişti. Kitaptaki karakterlerin kaderi beni çok sarmıştı. Kendimi canlı, ilgili, kesinlikle çok pırıltılı fikirlerle ve daha önce de sevdiğim diğer kitapların hatırlarıyla dolu hissettim. Kitabın yazarına, postaya vermek şöyle dursun, hiçbir zaman yazmayacağım düzinelerce mektup kurdum kafamda. Övgü mektupları yazdım. Yazarın rüyada kitap okuma konusuyla ilgili olarak, kendi deneyimlerimden tamamen alakasız kişisel bilgilerimi içeren mektuplar yazdım. Karakterlerden biri öldüğünde çok üzüldüğümden, suçlama mektubu dahi yazdım.

Ancak genellikle rüyada kitap okuma mektupları yazdım. Harika bir kitap okuduğumda gözümün dünyayı görmemesi durumu, kitap okumamın en önemli nedenlerinden biridir. Ancak bu her zaman olmaz, her diğer zaman da olmaz. Olduğunda da, kendimi tamamen kaybederim.

Ben çocukken, neredeyse okuduğum her kitap kendimi kaybetmeme yol açıyordu. İlk rüyada kitap okuma deneyimleriyle ilgili olarak biraz romantikleşebilir miyim? Tahmin etmiyorum. Büyürken okuduğum, sonra dönüp okuduğum o kadar çok kitap hatırlıyorum ki, bunların ilki, beni kendimden alan Oz kitaplarıydı ; fakat daha zorlayıcı bir biçimde en sevdiğim diğer kitaplar da vardı. Fena halde Jane Banks olmak istedim; tıpkı onun gibi ya Londra’da dadı Marry Poppins ile ya da Centerburg’da donut makinesi hiç bozulmayan Homer Price gibi bir amcayla büyümek. Frances Hodgson Burnett’in klasik eseri Küçük Prenses’teki küçük Sara Crewe, altbenimdi Anlayacağınız gibi gerçek anlamda değil tabii, çünkü Sara benden çok daha uslu bir çocuktu ancak, babası ölene kadar el üstünde tutulan, sonra da temizlikçi olması için tavan arasına gönderilen küçük zengin kızın hikâyesinden etkilendim. Yetim olmayı o kadar çok istedim ki! Rahibenin Hikâyesi’ni okudum. O kadar çok rahibe olmayı istedim ki! Deniz kazasına uğrayıp ıssız bir adada, Karakatoa’da karaya çıkmak istedim. Ozma34, Jo March35, Anne Frank36, Green Gables’lı Anne37 olmak istedim; en azından hayalimde bu kişiler olabildim

34 Hayali ülke Oz’u yöneten prenses.
36 Küçük Kadınlar romanının başkarakteri.
36 II. Dünya Savaşı’nda Almanya’nın işgali altındaki Hollanda’da, Amsterdam’da küçük bir dairede saklanan, yaşamını Bergen toplama kampında yitiren daha sonra bu dönemdeki anılarını yazdığı günlüğü savaş bittikten sonra Ams terdam’a dönen babası tarafından bulunarak yayınlanan yazar.
37 Kanada’nın Prens Edwards Adası’nda yaşayan ve çiftlikte çalışması için bir erkek evlat edinmek için başvuran yaşlı kan kocaya yanlışlıkla gönderilen kızın hayat hikâyesini anlatan romandaki ana karakter.

Çocukken, çoğunlukla yatağımda ya da büyüdüğüm evin güneşliğindeki hezaren kanepede kitap okurdum. Ne zaman sevdiğim bir kitap okusam, daha önce beğenerek okuduğum kitapları, bunlan okurken hangi evde oturduğumuzu ve hangi kanepede oturduğumu hatırlanm. Üniversiteden sonra, Greenwich köyündeki evde yaşarken, yeni fitilli kadife kanepede oturup Doris Lessing’in, benim hayatımı ve 1960’larda pek çok genç kadının hayatını değiştiren harika romanı Altın Defter’i okudum. Karton kapaklı kopyası, gerektiğinde geri dönmek üzere önemli kısımları kenarları bükülü vaziyette, hâlâ bende durmakta. Acaba şu günlerde kimse Altın Defter\ okuyor mu? Bunu bilmiyorum ama o günlerde, kadın hareketlerinin ikinci safhası başlamadan az önce, serbest bir kadın olmak için uğraşan Lessing’in kahramanı Anna’dan müthiş elektrik almıştım. İş, arkadaşlık, aşk, seks, politika, psikoloji ve yazarlık, beni meşgul eden bu konuların hepsi, Lessing’in de ana konula nydı ve kitabı okurken, yazılan muhteşem ve içerikli konulan hazmetmek üzere pek çok defalar kitabı okumayı bırakıp düşünceye daldığımı çok iyi hatırlıyorum.

Birkaç yıl öncesine dönelim. Kanepe eflatun kumaşla kaplı. Sadece zevk için okuyorum; kitap, Mario Puzo’nun Baba adlı eseri. Okurken, beni romantik âlemlere götüren enfes bir roman. Mafiozo olmak istiyorum! Yok, bu pek de gerçekçi bir şey değil. Pekala o zaman bir mafiozonun karısı olmak istiyorum!
logo

Benzer Yazılar

Leave a Reply