M’nin Büyüsü

M'nin Büyüsü

Sicim teorisinin en düşündürücü yönü, başarısına rağmen teorinin tek bir versiyonunun olmamasıydı. Aslında Her Şeyin Teorisi için birçok sicim adayı vardı. Tam olarak, 1990’lann ilk yıllarında teorisyenler sicim teorisinin beş farklı versiyonuyla ortaya çıktılar ve her biri matematiksel anlam ifade edip Her Şeyin Teorisi’ne uygun bir aday gibi gözüküyordu ve her biri uzay zamanm aşina olduğumuz dört boyuta ek olarak altı kompakt boyut içeriyordu. Aynı zamanda süper kütleçekim olarak bilinen ve on bir boyut gerektiren altıncı bir teori daha vardı. Ama iyi haber, uygulanabilir sicim modellerinin sadece bunlar olduğunu kanıtlamanın mümkün olduğuydu. Belki sicimleri içeren başka matematiksel paketler olabilirdi, ama hepsi sonsuzluklar ve renormalizasyon sorunuyla uğraşmak zorunda kalırdı.

Ancak bu küçük bir teselliydi. Çok fazla sicim teorisyeni durumdan rahatsızdı. John Barrow’un dediği gibi: “Her Şeyin Teorisi için neredeyse bir yüzyıl beklersiniz, sonra beş tanesi birden aynı anda gelir.” En iyi umut adaylardan birinin diğer hepsinden daha iyi olmasıydı. Ama 1995’de, Princeton’daki Ed Witten, zıt sonuca ulaştı. Witten hepsi eşit derece iyi, dedi (ve on bir boyutlu süper kütleçekimini ekledi), çünkü hepsi aynı şeyin parçalarıydı.

Altı modelin birbirine dönüşebileceğinin yollarını gösterdi, ki bu, hepsinin altta yatan tek ve gerçek Her Şeyin Teorisi’nin farklı yönleri olduğunu ima ediyordu. Bu tıpkı elektrik ve manyetizmanın iki farklı kuvvet gibi gözüktüğü, ama aslında elektromanyetizmanın farklı yönleri olduğu gibidir. Buna bakmanın başka bir yolu, yelkenli gemi zamanlarında beş farklı Avrupa keşif heyetinin ayn ayrı Alaska, Florida, Panama, Brezilya ve Tierra del Fuego’yu keşfetmesini ve Avrupa’daki herkesin bunların birbirine bağlı aynı kara parçasının parçalan olduğunu fark etmeden hepsinin beş farklı ada olduğunu sanmasını hayal etmektir.

Benzer Yazılar

Leave a Reply