Metafizik ve Astroloji

Metafizik ve Astroloji

Peki, Ya Metafizik?

On dakika süresince bir astroloji tartışmasına katılın. Ölçülemez, tar-tılamaz bazı şeylerle karşılaşırsınız. “Astrologum diyor ki bütün bunlarla yüzleşmem gerekliymiş. Niye? Eğer bunu istemiyorsam ne olacak?”

Böyle sorular hemen bazı temel konuların tartışılmasına neden olur. Yaşamın anlamı nedir? Niye buradayım? Kim (eğer Birisi varsa) beni bu dünyaya yerleştirdi?

Metafizik ve astroloji aym sorulara yanıt arar. Ancak arada bir fark var. Metafiziğin aksine astrolojide ağırlık arayan üzerindedir, onun ne aradığında değil. Astroloji tanrıbilimle ilgili değildir; direkttir, gerçektir, deneyseldir, gözleme dayanır. Sadece bizim kişiliğimizi kendi içinde tutarlı hale getirmemize yardımcı olmaya çalışır. Bizi daha mutlu kılmaya. Daha net, anlaşılır olmamıza çalışır. Bu sürecin arkasına biz istediğimiz metafizik veya felsefi perdeyi asabiliriz.

Bunlardan birkaç tanesine bakalım ve birşeylerin değişip değişmediğini görelim.

Perde 1: Biz protoplazma değiliz. Biz ruhuz. Saf bir bilinciz. Ölümsüz varlığız. Tekrar tekrar, farklı fiziksel formlarda dünyaya gelerek, büyük yaratıcıyla birleşmek üzere yavaş yavaş gelişiyoruz. Mevcut dışsal koşullarımız bizim içsel durumumuzu yansıtıyor. Doğumdan önce onları bilinçli bir şekilde belirliyoruz. Gelişimimiz için gerekli çalışmalara en uygun astrolojik yapıyı seçiyoruz. Hayatımızda herşeyden hoşnut olmayabiliriz ancak bunlar rastlantısal değildir. Herşeyden faydalanabiliriz. İşimiz, ilişkilerimiz, psikolojik problemlerimiz, kısaca bütün tablo

bilinçli ve amaçlı bir seçimdir.

Perde 2: Evren bütünüyle rastlantısaldır. 15 milyar yıl önce, hidrojen bulutları yıldızları oluşturdu ve yıldızlar ısınarak daha ağır ele-mentları oluşturdu. Karbon kümeleri oluştu ve kümeler kendilerini üretmeyi öğrendiler, zamanla çevreleriyle uzmanlaşmış ilişkiler geliştirdiler. Bilinç dediğimiz şey beynin fizyolojisine bütünüyle bağımlı, elektrokimyasal bir fenomendir. Beyin ölünce, bilinç de ölür. Bu arada, bunun tadım çıkarabiliriz. Ancak bu kolay değildir. Bilinç verimsizdir. Bir çok statik üretir; nevroz, suçluluk duygusu, denetlenemez dürtüler. Bilincimizden en büyük faydayı elde etmek istiyorsak bu enerji sızıntıları ortadan kaldırılmalıdır.

Belirgin bir fark görebildiniz mi?

Bu iki model felsefi açıdan birbirlerinden ışıkyılı uzaklıkta, ama pratikte çok benzer. Eğer kozmik bir şaka varsa, bu o olsa gerek; evreni aklımızla nasıl algılarsak algılayalım, içinde yaşadığımız evren değişmez. Morarana kadar aklımızdaki kavramsal mobilyaların yerini değiştirir dururuz ve yine aym psikolojik bilmecelerle yüz yüze geliriz felsefemiz ne olursa olsun, psikolojik problemler psikolojik problemlerdir.

Bu iki görüşten birini seçelim. Önümüzdeki iş değişmez.

Biz ruh muyuz, beden miyiz? Astrolojik açıdan cevap, kim aldırıyor ki? Eğer depresyondaysak veya kıskançsak veya yalnızlık hissediyorsak, ister nükleer fizikçi olalım, ister Hindu din bilgim, önümüzdeki iş bu rahatsızlık verici durumu değiştirmektir. Metafizik bir perspektif bize yardımcı olabilir. Öyleyse, güzel. Ama astrolojinin görevi bu perspektifi sağlamak değildir. Bu bizim bileceğimiz bir şeydir.

Astrolojide tek önemli konu, insanın kendinin farkına varması üzerinde yoğunlaşmaktır. Bu yoğunlaşma sırasında, doğum haritasımn yorumunu yapan kişi ulaşabildiği her bilincin bağımsızlığına ve hür iradesine kesinlikle saygı duymalıdır. Bir guru, peygamber gibi davranmamalıdır. Bir astrolog ile damşam arasındaki ilişki eşitlik ilkesine dayanmalıdır. Hepimiz benzer labirentlerle karşı karşıyayız ve hiçbiri mizde bunun bir planı yok.

Astroloji bizi, bu labirentlerin kişilik içine dikkatlice bakabilmek için gereken merceğin plan taslağı ile donatır.

Astrolojik açıdan, her kişiliğin ideal bir yapısı, formu vardır. Bu form doğum anında gezegenlerin konumu ile belirlenmektedir. Biz bu formu düzenlemek için içinde bulunduğumuz kültürel yapı ve deneyimlerimizle uğraşırken, bu formun eti ve kemiği başka bir yerden ortaya çıkabilir. Bunlar bizim içimizde, çok derinlerde gömülüdürler. Davranış biçimimiz ve stilimizin gösterdiğinden daha derin bir bilinç düzeyinde-dirler. Bunları binlerce yıldır yaşayan, tekrar tekrar dünyaya gelerek deneyimleriyle biçimlenen bir ruh olarak isimlendirebiliriz. Veya genetik bir ruletin rastlantısal bir seçimi olarak görebiliriz. Hiç birşey farketmez. Kökler oradadır. Sosyal kişiliğin akıl sağlığı ve kendiyle barışıklığı yansıtabilmesi için gerekli ihtiyaçları ve yetenekleri temsil ederler.

Ve hedef huzurdur. Ancak barış otomatik olarak ortaya çıkmaz. Onun için uğraşmalıyız. İçimizdeki özle dışta görünen kişiliğimizi birbirine yaklaştırmalıyız. Bize rahatsızlık veren sosyal senaryoları bir kenara bırakmalıyız. Büyümeliyiz, gelişmeliyiz.

Astroloji hedonistiktir. Keyif arayıcılıktır. Bu acildir ve ahlakla bağlantısızdır. Önemli olan mutluluktur. Hayatı yansıtan bir ayna, gözlemler ama yorumlamaz. Gerçek: Biz incitiriz, zarar veririz. Gerçek: Biz daha iyi hissetmek isteriz. Astroloji bunu yapmamıza yardımcıdır.

Nasıl? Bize kim olduğumuzu hatırlatarak. Televizyonu açmayı öğrendiğimizden bu yana kuşatılmış durumdayız. Toplum bizim bazı değer yargılarına, kahramanlara ve mitolojilere saplamp kalmamızı istiyor. Onları eleştirmeye gerek yok. Onların bize doğal gelmediğini bilmemiz yeterli. Duyarlı ve yetenekli bir astrolog yorumladığında, doğum haritamız sayesinde kendimizi bu tuzaklardan uzaklaşmış bulabiliriz. Bu rol dağıtımındaki karakterlerden birisi olmaktan kurtulabiliriz. Kısa sürede yaratıcı gerilimler, kör noktalar ve isteklerden oluşan kişiliğimizin özü ortaya çıkar. Ve o doğal olmayan değerler, kahramanlar ve mi24

tolojilerden ne kadar farklı olduğu görülür. Ne kazanırız? Kendi özümüze bir göz atma bizi canlılıkla doldurur. Daha iyi tercihler yapmamıza yardım eder. Kendimizle daha etkin bir biçimde ilgilenebiliriz. Gerçekten ne istediğimizle, istediğimizi sandığımız şeyleri ayırmayı öğrenebiliriz. En önemlisi, bizi neyin mutlu ettiğini anlayabiliriz.

Aydınlanma ve kendini gerçekleştirmeden söz etmeye gerek yok. Mutluluk yeterli. Öyleyse, bu, astrolojinin gerçek hedefi: gelişmekte olan benliğimize bir ayna tutarak, zaten en derinlerde bildiklerimizi bize anlatmak. Astroloji sayesinde hayatımızı oluşturan detaylardan uzağa uçabiliriz. Kişiliğimizin dışında bir yerlerden bireyliğimizin ana çekirdeğini kısa bir süre de olsa görebiliriz.

Kendimize şahit oluruz.

Benzer Yazılar

Leave a Reply