MARS VE VENÜS ARASINDAKİ 90° AÇI

MARS VE VENÜS ARASINDAKİ 90° AÇI

indirDiyelim ki Mars ve Merkür kavuşumda. Normal şartlarda agresiflik (Mars) ve entellekt (Merkür) zihinde ayrı ayn alanlara sahiptir. Bir devre diğerim uyarmadan harekete geçebilir. Ama iki gezegen bir arada olunca durum değişir. Birisi ateşlenince İkincisi de ateşlenir. Sonuç açık, dolaysız ve keskin bir akıldır. Güçlü, etkili bir akıl. Bu akıl herşeyi olum-lu-olumsuz, kazananlar-kaybedenler bakımından düşünür. Merkür’ün tüm fonksiyonu Mars’ın rekabetçiliği ile etkilenmiştir.

Mars nasıl etkilenir? Doğal agresiflik, atılganlık akıla yönelir. Böyle bir insan kavganın, dövüşün ön saflarında yer almayabilir, ama politika veya din tartışırken bir katilin dürtülerine sahip olabilir. Akıl ve dil yumrukların yerini doldurur.

Bu kavuşumun hangi burç ve evde yer aldığı ve doğum haritasındaki diğer gezegenlere ne tür açılar yaptığı çok önemlidir, ama bunların hiçbirisi temel noktayı değiştiremez: kavuşum açısında, normalde ayrı ve farklı olan iki fonksiyon bir araya gelerek kaynaşır. Birisi hareket ettiği zaman diğerinin durması asla mümkün olamaz.

180 Derece: Karşıt

Eski zaman astrolojisinde karşıt “kötü” açılardan birisidir. Bu açımn büyük bir tansiyon ürettiği doğrudur. Ancak bu tansiyon doğum haritasına derinlik ve esneklik ekleyebilir. Bu konuda asıl etken karşıt açının temsil ettiği konulara kişinin verdiği tepkidir.

Tansiyon, gerilim karşıt açıyı anlamanın anahtarı budur. İki gezegen uzlaşmaz bir şekilde zıt kutuplara ayrılmıştır. Birisi sola dönünce öteki otomatik olarak sağa döner ve aksiliğin, tersliğin bununla bir ilgisi yoktur. Kendi içsel mantıklarına göre doğal olarak hareket ederken birbirlerinin yolunu keserler.

Bir gezegenin Boğa’da olduğunu düşünün. Akrep’te onun karşıtı olan gezegen bulunacaktır. Boğa’daki gezegenin niçin’i sakinlik ve basitlik arayışı olacaktır. Oysa Akrep’tekininki bunun tamamen aksidir: yoğunluğa, derinliğe ve dönüşüme açlıktır.

Birarada iyi geçinemezler. Geleneksel astrologlar işte bu yüzden karşıta “kötü” derler. Ama bizim bu yüzeysel düşünceye bağlı kalmamız gerekmez. Boğa ve Akrep’teki gezegenler arasmdaki gerilim paha biçile-meyecek kadar değerli olabilir. Her biri diğerinin aşırılıklarını ve aksaklıklarım düzeltebilir. İkisi de bundan hoşlanmayabilir. Ama sonuç olumludur.

Boğa’daki gezegen hafta sonlarım evde geçirmenin en iyi şey olduğunu düşünebilir. Sakin, huzurlu, güvenli. Niçin şimdi bunu zedeleyelim ki? Oysa Akrep farklı düşünmektedir: “hadi şu yeni psikoloji kitabının yazarımn imza gününe gidelim” demektedir.

Eğer doğum haritasında bu karşıtlığı bulunduran kişi bilinçli bir şekilde, gerekli zamanlarda bu kutupları kullanmasını, ikisi arasmdaki uzlaşmayı başarırsa yaşamı zenginleşir. Sık sık dinlenir ve aym zamanda ilginç psikiyatristlerle tanışabilir. Karşıtlığın özü budur – bir konunun iki yönünü de görebilecek kadar bilinci genişletmektir. Eğer bunu becerebilirsek, esneklik, çeşitlilik ve değişkenlik kazamrız.

Ama eğer bunu beceremezsek? O zaman ne olur? Karşıtta başarısızlığın korkunç sonuçları olabilir. Akıl kutuplaşmanın iki yarısı arasmda gider gelir. Birisi egemen iken, diğeri bilinç dışına itilir. Sadeliğe ulaşabiliriz, ama daha değerli bir şeyi, aklımızı, yitirebiliriz. En kötü durumda, karşıtlık bir insamn karakterinde Jekyll ve Hyde’a neden olur. Kutuplaşmanın bir yarısı tüm dikkatimizi talep eder. Seçimlerimizi ve taahhütlerimizi onun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak yaparız. Arkamızda kalan köprüleri yıkarız. Soma diğer yan ortaya çıkar ve birinci “parça”yı geri plana iter. Eskisiyle çelişen yeni ihtiyaçlar ve dürtüler bizi yönlendirir ve birinciye göre yapılan seçimlerin önünü keser. Ve bu şekilde, belki de yıllarca, en kötü düşmanımız kendimiz olarak, çok az yol katederek, bir ileri bir geri gider geliriz.

Benzer Yazılar

Leave a Reply