Luka da hikâyesi

Luka da hikâyesi

Düz Bir Kozmik Denizdeki DalgacıklarGazetelerde fakirlik haberlerini görürüz, bazılarımız işe ya da başka bir yere aracımızla giderken düşük gelirli insanların yaşadığı yerlerden geçeriz. Ama Amerika’da yaşayan insanların genelinin yaşamı bu kadının karşılaştığı sıkıntılardan çok uzaktır. Dünyanın pek çok yerinde de birçoğumuz yemek satın almak ya da Tanrı ya vermek arasında seçim yapmak zorunda değilizdir. Gelirimizin bir kısmını verebiliriz ve hâlâ yaşamak için yeterince paramız vardır. Her ne kadar maddi bolluk içinde yaşıyor olsak da, iş cömertçe vermeye gelince çoğumuz çuvallarız. Sahip olduğumuz maddî bolluğun düzeyi, Tanrının bize verdiklerinden Tanrı ya ondalık vermek için hissetmemiz gereken sağlıklı rahatsızlık duygusundan bizi uzak tutabilir.

Luka da hikâyesine rastladığımız ve Meryem adını verdiğimiz bu dul kadın tapınakta ondalığını verirken içsel rahatsızlık hissediyordu. Bir an için daha fazla veremediği için üzülmüştü. Ama dul bir kadın olarak ancak temel ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek kadar gelire sahipti. Başkalarının onu ayıplamasından korktuğu için de az miktarda olan ondalığını vermeden önce insanların azalmasını beklemişti. Ama hâlâ oradaydı ve bu kadının cömertliğini biliyordu. Kadın, ’nın gösterdiği tepki nedeniyle, Tanrının tapmağına hizmet etmek için daha da fazlasını verebilmek için içsel olarak arzularının yenilendiğini hissetmişti.

O zamanlar sosyal güvenlik sistemi yoktu ve dul kadınların geçimlerini sağlayacak bir oğulları yoksa sık sık açlıkla yüzleşmek zorunda kalıyorlardı. Isa, kadının fedakâr sunusunun doğasını, kendilerini göstermek için büyük meblağlarda sunular veren zengin tapmak üyelerinin davranışıyla karşılaştırmıştır. Dul kadın iki metal para sunmuştur, bu paralar o zaman tedavülde olan en az miktardaki para olup, tapınağa da verilebilecek en küçük sunuydu. Yine de Isa’ya göre, kadın hepsinden daha cömert bir sunu getirmişti.

Benzer Yazılar

Leave a Reply