Kehanet Olgusu Hakkında Çeşitli Görüşler

Parapsikolog Hunter MACKINTOSH’a göre gelecek şimdi’de mevcut! İçinde bulunduğumuz zamanı geçmişimiz tarafından belirlen-miş olarak düşünürüz, çünkü zamanımıza kadar gelen olayların akışını izleyebiliriz. Fakat sebep-sonuç bağıntısını o andan itibaren geleceğe kadar sürdüremeyiz. Yine de geleceğe ait olayların önceden kesin olarak bilinmesine dair elimizde örnekler bulunmaktadır.
Hiç şüphesiz daha önceden olmuş olaylara bakarak gelecekte ne olacağını söylemek bazı durumlarda mümkündür. Görgü ve deneyim-lerimiz bize bazı olağan olayları önceden bilmemizi mümkün kılar.
Basit bir hesap ya da tahmin yöntemiyle bazı şeyleri önceden bilmem¬ize yardım edebilir. Fakat diğer ve belki de daha önemli şeyleri önce¬den bilmek olağan dışı bilgi derecesini ya da normal üstü algılama gücünü gerektirecektir.
Kehaneti bir gerçek olarak kabullenmek bir bakıma geleceğin şu anda mevcut olması gerektiğini ileri sürmek gibi görünmektedir.
Hür iradenin mevcut olduğunu kabul eden bizler, içinde bulun-duğumuz zamanda geleceğin de olduğunu nasıl ileri sürebiliriz? Eğer gelecek önceden belirlenmişse, olayların gidişatını etkilemek konusunda bizim yapabileceğimiz bir şey yok demektir.
Özgür olmak, hiçbir şeyin önceden belirlenmiş olduğunu kabullen-memek demektir. Fakat geleceğin genel hatlanyla belirlenmiş olduğu düşüncesiyle, hiçbir şeyin önceden belirlenmediği düşüncesi birbiriyle nasıl uzlaşabilir? Bu soruya cevap Gelecek, genel hatlanyla şekillen-miştir. düşüncesini ele alış tarzına bağlıdır. Geleceğin bu şekilde düşünülmesi anlaşılması zor bir kavramdır. Böyle düşünmek belki de, eğer onu bir güzel sanatın içinden çıktığı yaratıcı bir eylem olarak ele alırsak, bu görüşü anlamamıza yardım edecektir. Bir sanat eseri fizik¬sel olarak meydana gelmeden önce sanatçının düşüncelerinde, hay¬alinde meydana gelir. Yani o eser yapılması olası hale gelmiştir, fakat henüz fiziki olarak görünür hale gelmemiştir. Maddileşmesi gerekir. Bir obje haline gelene kadar gerçekleşmiş olmaz.
Bir sanatçı çizmeden, boyamadan ya da yontmadan önce yapacağı işin formunu çeşitli şekillerde hayal eder. Fakat bu imaj şekillerden sadece bir tanesi imalat olarak ortaya çıkar. Bu analizi bizim gelecek düşüncemize uyarlayacak olursak, gelecek birden fazla formlar halinde vardır ve bunlardan sadece bir tanesi algılanabilir hale dönüşür.
Hologram 1960’larda keşfedilmiş entererasan bir teknolojik buluş-tur. Kısaca üç boyutlu bir görüntüleme tekniği olarak tanımlanabilir. Hologram plakalarının üzerine lazer ışını vasıtasıyla herhangi bir cis¬min görüntüsü kaydedilebilir. Bir hologram plakasını alıp ikiye kırarsanız, plakanın yansındanda kaydedilmiş görüntünün bütününü elde edebilirsiniz. Daha küçük parçalara dahi bolseniz yine asıl görün¬tü kaybolmayacaktır.
Ünlü fizikçi David BOHM holografik modelin evrende geçerli ilke ve yasaların temeli olduğunu söylemekte ve evreni bir holoeylem (holomovement) olarak tanımlamaktadır. Ona göre evrende hiçbir şey bütünden ayrı düşünülemez. Görebildiğimiz ve göremediğimiz her şey muazzam bir düzen içerisinde birbirleriyle bağlantılıdır ve hepsinin özünde aynı bilgi saklıdır. Bazı yetenekli kişiler geçmişi bir ekranda izlermişçesine görebilmektedirler. Benzer şekilde, kozmik hologramın içinde geleceğe atlamak ta mümkündür. Gelecekte olacak bazı olayları görmenin geçmiş olayları görebilmek kadar kolay olduğunu bel¬geleyen büyük bir kanıt birikimi vardır. Bohm’un her insan şuurunun kaynağının saklı düzende bulunduğu yolundaki önermesi hepimizin geleceğe geçiş yapabilme yeteneğine sahip olduğumuzu ima etmekte¬dir ve bu da kanıtlarla desteklenmiş durumdadır.
Araştırmalar geleceği önceden görme vizyonlarının trajik olaylar konusunda daha sık ortaya çıkmakta olduğunu göstermektedir, mutlu olayların sezilme oranı, üzücü olaylann sezilme oranının dörtte biri kadardır. Kötü olaylar arasında ölüm olayının içe doğması en yüksek orana sahiptir., bunun arkasından kazalar ikinci ve hastalıklar üçüncü durumdadır.
Spiritüel bilgilere göre insanın kaderi onun doğmadan önce yapmış olduğu hayat planı ile bağlantılı olduğu için geleceği de kendi ruhsal ihtiyaçları ile doğru orantılı olarak bir akış izler. Gelecek insanın dünya yaşantısında izlediği yola ve tempoya göre şekil almaktadır. Bu adeta şuurlu bir zaman akışına bizlerin dikkatini çekmektedir.
Bizler önümüzde bulunan yollardan birini seçeriz ve o yolu seçmekle, yol üzerinde olan her şeyle karşılaşmayı da beraberinde seçmiş oluruz. O sıradaki geleceğimiz de seçmiş olduğumuz o yola göre şekillenmektedir. Eğer başka bir yola saparsak geleceğimiz bazı özel durumlar dışında değişmiş olur. Burada varlıksal ilkelerden olan seçme özgürlüğü ilkesininin varlığın yaşamında ne kadar önemli bir yeri olduğu ortaya çıkar.

 

 

Benzer Yazılar

Leave a Reply