İnsanoğlunun gülümsemeye ihtiyacı vardır

İnsanoğlunun gülümsemeye ihtiyacı vardır

İnsanoğlunun gülümsemeye ihtiyacı vardır. Gerçekten de gülümse me, bebekler tarafından algıolanan ilk mutluluk işaretidir ve karşılı ğında size gülümsemeleri öğrenilen bir şey değil içlerinden gelen bir şeydir. Mutlu olduğumuz zaman gülme eğiliminde olmamız, sinir sis temimize ve yüz kaslarımıza yerleşmiş bir özelliktir. Ayrıca yalnızca ağzımızla değil aynı zamanda gözlerimizle de güleriz ki bu, aldığımız zevki karşımızdakine iletir ve içten bir gülümsemenin çok önemli bir unsurudur.

Kocaman, ışıltılı bir gülümseme, çok harika bir şeydir ve en içteki kişiliğimizi açığa çıkarır. Bununla birlikte, zaman zaman, fotoğrafımız çekilirken, hoşlanmadığımız bir insanla uğraşırken ya da patronumuz bize aynı fıkrayı yüzüncü kez anlatırken olduğu gibi kendimizi gülecekmiş gibi hissetmediğimiz zamanlar da vardır. Bu tür durumlarda ağız kaslarımızı kullandığımız ama gözlerimize asla ulaşmayan bir şekilde gülümseriz. Hollyvvood finallerindeki film yıldızlarını düşünün: o kırmızı halının üzerindeki gülüşleri gerçek midir yoksa sahte midir?
Gülümseyen bir insana karşı olumlu tepki vermemek çok zordur ama verdiğimiz karşılığın ne kadar sıcak olduğu karşılaştığımız gülümseme türü ile yakından ilişkilidir.

(İlk kez, bu durumu tarif eden on sekizinci yüzyıl Fransız psikolo ğunun adıyla anılan) Duchenne gülümsemesi oldukça içten bir gülümsemedir. Kesinlikle bir botoks gülümsemesi değildir! Dudaklarınızın kenarı yukarıya kıvrılır, gözlerinizde bir ışıltı oluşur ve gözlerinizin kenarındaki deri kırışır. Bu hareketi sağlayan kaslarınızın istemli olarak denetlenmesi çok zordur; bu nedeni ede bu tür bir gülümseme içten gelen bir mutluluk ile ilişkilidir ve beynin olumlu duygular üreten sol yarı küresinden kaynaklanır. Bebekler, annelerini gördüklerinde bu şekilde gülümserler.

(Sırıtmaya zorlanan uçuş görevlilerinden gelen) Pan Amerikan gülümsemesi ise, bunun tersi olarak yalnızca ağzın kenarındaki kasları ve biraz fazlasını içerir. Bu gülümseme mutlulukla değil daha çok, primatların korktukları zaman gösterdikleri tepki ile ilişkilidir. Bu, “sahte” bir gülümsemedir.

Benzer Yazılar

Leave a Reply