İllüminati’nin Amacı

İllüminati’nin Amacı

Amaçları
Adam Weishaupt’un kurduğu İllüminati’nin bugünkü tem silcileri, artık kendilerinin zamanının geldiğine inanıyorlar. Sonunda artık nihai zafer ulaşılabilir bir yakınlıktadır. Şeytanın savaşçısı anlamına gelen “Spartacus” kod adı kendisine pek yakışan ataları Adam Weishaupt, toplumun altını kazımak, baskı altına almak ve onu ele geçirmek için yürüttükleri kampanyanın amaçlarını çok önceleri açıklamıştı. Fransız tarihçi Henri Martin, efsane kitabı Fransa Tarihi, Cilt XVI’da bu amaçları özetlemişti. Bu kitapta Weishaupt’un:

indir (1)“Aydınlanmanın sonunda, özel mülkiyetin, toplumsal otoritenin ve milliyetlerin ortadan kalkacağı, insan ırkının mutlu bir aşamaya geri döneceği, bu aşamada suni ihtiyaçlardan arınmış tek bir aile olacağı… Her babanın aynı zamanda bir rahip ve yargıç olacağı,”8 bir düzen hedeflediğini yazar çeşitli bağlantılara sahip, çok girift ilişkiler içerisinde, çok yaygın birtakım güçler.. Eğer bu gizemli güçlere sahip kişileri eleştirmek durumunda kalırlarsa, kendilerinin duyacağından daha yüksek sesle konuşmamaya azami dikkat gösteriyorlar dı,” diye tanımladığı, perde gerisindeki açgözlü seçkinlerin tezgâhladığı bir eylem olduğunun farkındadır.

Gücün Temelleri
Fakat kim bu korku verici iğrenç insanlar? Bu nefes kesici, olağanüstü gücü nasıl elde ettiler? II. Dünya Savaşı’nda zorluklar içindeki İngiltere’yi Nazilere karşı zafere taşıyan, cesur ve tanınmış Başbakan Sir Winston Churchill bir zamanlar, bu aşağılık grubun kökenleri “Spartacus”e kadar gider diye yazmıştı. Aslında onun kastettiği, 1 Mayıs 1776’da Avrupa’da Illuminati Tarikatı’m kuran Bavyeralı Cizvit profesör Adam Weishaupt idi.
İlluminati’nin nihai amacı olan Büyük Çalışma’nın gerçekleştirilebilmesi için uygulanması gereken modem prensiplerin temellerini atan kişi Adam Weishaupt idi. Temel prensiplerinden bir tanesi, örtülü eylemlerin ve gizliliğin neredeyse paranoyakça korunması ilkesidir. Bağlılarını, “Gerçek otoritenin kendini gizlemesi, gizli örgütler için neredeyse değişmez bir kuraldır,” diye uyarmıştı.

Aslında bu dünya komplocuları grubunun kökenleri hakkında Churchill’in yaptığı tahmin doğru değildi. İlluminati’nin kökenleri Tapınak Şövalyeleri’ne ve Jacques de Molay’m Büyük Ustad seçilmesi ile Avrupada zirveye ulaşan esrarengiz kardeşlik teşkilatına kadar götürülebilir.

Jacques de Molay 1314 yılında, küfür, hükümeti yıkmaya teşebbüs ve homoseksüel faaliyetler suçlamalarıyla Fransa Kralı Adaletli Philip tarafından tutuklatılmış, yargılanmış ve eleştirmek durumunda kalırlarsa, kendilerinin duyacağından daha yüksek sesle konuşmamaya azami dikkat gösteriyorlardı.”

Wilson’un tutkuları ve hırsları daha sonraları onu çok iyi yerlere taşıdı. ABD’nin Başkanı olarak İlluminati’ye ve onların bir Dünya Hükümeti kurma amaçlarına büyük bir bağlılık ve sadakatle hizmet etti. Her ne kadar Amerika Birleşik Devletleri’ni Milletler Cemiyeti’ne üye yapma konusundaki hain emellerine ulaşamamışsa da, gizli elitlerin kuklası durumundaki bu zavallı insan, yine de İlluminati’nin iki önemli hedefini gerçekleştirme konusunda başarıya ulaşmıştı. 1913 yılında, bankacılara ve sigortacılara inanılmaz bir anayasal güç sağlayan Merkez Bankası Yasası Senato’dan geçti. Bu sayede, vergi ödeyicilerin milyarlarca doları bu bankacıların ve sigortacıların şişkin ceplerine aktarılacaktı.

Aynı yıl, Woodrow Wilson ve onun akıl hocaları, 16. Anayasa değişikliğinin kabul edildiğini iddia ettiler. Oysa anayasa değişikliği için üçte iki çoğunluk gerekiyordu. 16. Anayasa değişikliği, kurucu babalarımızın olabileceğine asla ihtimal vermedikleri bir şeyi, federal hükümete vergi salma ve toplama yetkisini veriyordu. Aslında son zamanlarda yapılan araştırmalar, gelir vergisi ile ilgili anayasa değişikliğinin sadece bir avuç insanın onayı ile yürürlüğe girdiğini ispat etmiştir. Bu aslında onlar için üzüntü verici bir başarısızlıktı fakat o dönemin zayıf ve kolaylıkla yönlendirilen gazeteleri bu yalanı hemen satın aldılar ve Wilson’un kendilerine verdiği yanlış sonuçları okurlarına bildirdiler.

İğrenç ve hazmı zor olarak addettikleri bu Anayasa değişikliğinin zorla boğazlarına tıkıştırılmasının, ABD vatandaşları için ne kadar şok edici olduğunu bir düşünün. Yine düşünün ki ne kadar az insan bu alçakça eylemin, Başkan Wilson’un bizzat kendisinin, “Bir yerlerde organize olmuş çok somut, çok istemiyorlar: kurumlan düzeltmek ve iyileştirmek istemiyorlar. Toprakların sahiplik yapısını değiştirmek istiyorlar, toprakların mevcut sahiplerini yerlerinden çıkarmak ve kilisenin mevcut yapılanmasını değiştirmek istiyorlar. Hatta içlerinden bazıları daha da ileri gitmek istiyor…”

Benzer Yazılar

Leave a Reply