Gözcü kendini gözleyebilir mi?

OLDUĞUnCA BASİT KILII1

Aklın diğer kısmını, gözleyen kısmıyla gözcü arasındaki farkı nasıl söyleyebilirim? Gözcü kendini gözleyebilir mi? Bir keresinde bunu başardığımı düşündüm, sonra da aynı gün sizin konuşmanızda, “Gözcüyü yakaladığınızı düşünürseniz, hedefi atlarsınız,” dediğinizi işittim. O zamandan beri, bedendeki duyguları, düşünceleri ve hisleri gözlemeye çalıştım. Çoğu kez onlara takılıyorum sadece, ama arada bir, nadir olarak, kendimi son derece rahatlamış hissediyorum ve hiçbir şey kalmıyor. Yalnızca hareket etmeye devam ediyor. Yapılacak bir şey var mı?

Kişi yürürken, otururken, yatmaya giderken, yemek yerken bedeni gözlemeye başlamalı.
Kişi en sağlam olandan başlamalı, çünkü bu daha kolaydır. Kişi sonra da daha hassas deneyimlere geçmeli. Kişi düşünceleri gözlemeye başlamalı. Kişi düşünceleri gözlemenin uzmanı haline geldikten sonra, duyguları gözlemeye başlamalı. Duygularınızı gözleyebildiğinizi hissetmenizden sonra da, duygularınızdan daha hassas ve daha belirsiz ruh hallerinizi gözlemeye başlamalısınız.

Gözlemenin mucizesi, bedeni gözlerken gözcünüzün daha güçlü hale gelmesidir; düşüncelerinizi gözlerken, gözcünüz güçleniyor; duygularım gözlerken, gözcü daha da güçlü hale geliyor. Ruh hallerinizi gözlediğiniz zaman, gözcü o derece güçlüdür ki, kendi kendine kalabilir; aynen karanlık gecede yalmzca çevresindeki her şeyi aydınlatmakla kalmayıp kendini de aydınlatan bir mum gibi.

Gözcüyü saflığı içinde bulmak, ruhsallıktaki en büyük başarıdır, çünkü içinizdeki gözcü sizin öz ruhunuzdur, içinizdeki gözcü sizin ölümsüzlüğünüzdür. Ama tek bir an bile “Onu elde ettim,” diye düşünmeyin, çünkü bu an onu kaybettiğiniz zamandır.

Gözlemek sonsuza uzanan bir süreçtir; her zaman gitgide derinleşmeye devam edersiniz, ama “Onu elde ettim,” diyebileceğiniz yere asla varamazsınız. Aslmda, derinleştikçe, sonsuz başlangıçsız ve bitişsiz bir sürece girdiğinizin daha çok farkında olursunuz.

Ama insanlar sadece başkalarım gözlüyorlar; kendilerini gözleme zahmetine hiçbir zaman girmez onlar. Herkes başkasının ne yaptığım, ne giyindiğini, nasıl göründüğünü en yüzeysel gözleyiştir bu gözlüyor. Herkes gözlüyor; gözleyiş yaşamınıza dahil edilecek yeni bir şey değildir. Yalnızca derinleştirilmesi, başkalarmdan uzaklaştırılması ve kendi içsel duygularınıza, düşüncelerinize, ruh hallerinize son olarak da gözcünün kendisine yöneltilmiş olması gerekir.
Bir Yahudi trende bir papazın karşısmda oturuyor.

“Söyleyin bana muhterem, neden yakanızın arkasını öne takıyorsunuz?”
“Çünkü ben bir pederim,” diye cevap verir papaz.
“Ben de bir pederim, ama yakamı bu biçimde takmıyorum,” der Yahudi.
“Ya, demek öyle,” der papaz, “Ama ben binlerce kişinin pederiyim.”
“O zaman…” diye karşılık verir Yahudi, “Belki de pantolonunuzu arkası öne gelecek biçimde giymeniz gerekir.”
İnsanlar başkaları konusunda çok uyanıktır.
İki Polonyalı bir gezinti için dışarıya çıktıkları sırada ansızın yağmur yağmaya başladı.
“Çabuk,” dedi adamlardan birisi, “Şemsiyem aç.”
“işe yaramaz bu,” dedi arkadaşı, “Şemsiyem delik deşik.”
“O zaman neden özellikle yanında getirdin onu?”
“Yağmur yağabileceğim düşünmedim.”

insanların gülünç eylemlerine çok kolayca gülebilirsiniz, ama hiç kendinize güldünüz mü? Hiç kendinizi gülünç bir şey yaparken yakaladınız mı? Hayır, kendinizi her zaman gözlenmeye kapalı tutarsanız; tüm gözleminiz başkalarına ilişkindir; bunun da hiçbir yararı yoktur.

Bu gözle dikkatlilik enerjisini varlığınızın değişimi için kullanın. Size hayal edemeyeceğiniz kadar mutluluk ve kutsanma getirebilir bu. Basit bir süreç, ama bir kez onu kendi üzerinizde kullanmaya başlarsanız, bir meditasyon haline gelir. Kişi her şeyden meditasyonlar çıkarabilir.

Benzer Yazılar

Leave a Reply