Gerçek Değildi!

Gerçek Değildi!

Schrödinger'in Kedisinin Geri DönüşüGörgülü, prensip sahibi ve ancak liderlerde olabilen keskin bir karizmaya sahip birini düşünün. Başkalarının onu duymasını istiyor, insanlara önemli şeylerden bahsetmesi gerektiğini düşünüyordu. 40’lı yaşlarının sonlarındaydı. Kontrolünü kaybettiğini hissetmenin kendisi için hiç de alışıldık bir durum olmadığını, benim sunumumla da alakalı olarak bana bir hikaye anlatmak istediğini söyledi ve onu dinleyip dinleyemeyeceğimi sordu. Hikayesini anlatmaya başlamadan önceki bütün konuşmamız bu kadardı.

“Bilirsiniz işte, garip bir şey oldu.” diye başladı anlatmaya, “iki gün önce şirketimizin kuruluş hikayesini dinlemek üzere büyük bir ilgiyle bir araya gelen yaklaşık 150 kişilik bir topluluğun önünde konuşma yapıyordum. Sunumda kullanacağım her şey tamamdı, grafikler arkamdaki duvara yansıtılmıştı. Daha önce bunun gibi yüzlerce sunum yapmıştım, bu konuda fazlasıyla tecrübeliydim. Dinleyicilerle iletişim kuruyor, onları yavaş yavaş sunuma ısındırıyor ve anlatacaklarımla ilgili genel bir ön bilgi veriyordum.

Onlara söyleyecek bir sürü güzel sözüm vardı ve daha önce hazırladığım şeyleri aynen onlara aktarıyordum. Her şey gayet düzgün ve yolunda gidiyordu ta ki sunuma artık daha fazla devam edemeyeceğime dair garip bir hisse kapılana kadar. Sanki bedenimin bir kısmı ben den ayrılmıştı da diğer dinleyicilerin arasına karışıp beni dinlemekteydi. Duruşumu görüyor, sesimi dinliyordum, bir an çok büyüleyici, bir diğer an çok etkileyici olabiliyordum. Her şey kontrolüm altındaymış gibi gözüküyordu, halbuki hiç de öyle değildi.

“Kendimi görmüştüm, kendimin dışına çıkıp kendimi görmüştüm. Sunumda hiç bir problem yok gibi görünüyordu ama son derece boş ve anlamsızdı. Bu şekilde iki üç dakika boyunca devam etmiş olmalıyım. Kendimi gerçeğe geri dönmek için dürttüğümde, eğer bu hissettiğim gerçekse tabii, otomatiğe bağlandığımı ve bu konuşmamda neredeyse hiç teklemediğimi fark ettim. İşte mesele buydu, otomatikti. Gerçek değildi!

Benzer Yazılar

Leave a Reply