Fobos

Fobos

Yaklaşık olarak 16 km. çapındaki Fobos ve 8 km. çapuldaki Deimos, Moskova Stemberg Enstitüsü Radyo astronomi bölümünün yöneticisi Shklovsklj’e göre yapma uydulardır.

Hayalî bir taaan kuran Sovyet bilim aadamı özellikle Fobos üzerinde durmuştur. Merih’in bu uydusu, yıldızların hareketine ters olarak, üç saat içinde gezegenin çevresinde dönüyor; üstelik de sürekli olarak hırlanıyor.

Uzay kurallarına uygun düşmeyen bu özelliklerin nedenlerini elektromanyetik etki ya da ışık basmana bağlayanlar çıkmıştır. Shklovskij ise Foboa’un hareketlerini yapma uyduların hareketleriyle karşılaştırıp bu uydunun içinin boş olduğunun sonucuna varmıştır.

İnsan, gezegenlerde, uzayda bizden başka bir hayatın varolabileceği kanısına varmıştır. Ancak, daha önce gördüğümüz gibi, dünyamıza yakın saydığımız gezegenler incelenince bu ihtimal zayıflıyor; her bilimsel konuda olduğu gibi görüşler, yorumlar; kuramlar çarpışıyor. Venüs’te hayat yaratmak için tasanlar öne sürülüyor; Merih konusunda ya çok eski, göçmüş ya da çok ilkel belki evrim geçirmemiş bir hayat şekli ileri sürülüyor. Biyokimyacı S. Millet, bazı gezegenlerdeki atmosferik şartların bizim bildiğimi/, tanıdığımız bir hayat şekii için dünyamızdaki şartlardan daha uygun olduğuna inanıyor. Astronomi uzmanı Prof. H. Bruck’a göte, Güneş sistemindeki gezegmlerdc bi/e benzeyen yaratıkların yaşaması olağan görülmelidir.

Gerçekten bir fey bilmeden başka dünyalardaki hayat konusunda tahminler yürütüldüğü düşüncesi akla gelebilirse de doğru değildir bu. Çünkü kendi dünyamızdaki çeşitli hayat şekillerini bütünüyle tanımıyorsak da (yeryüzünde yaklaşık olarak 2 milyon değişik hayat şekli vardır; bunlardan yalnız 1,2 milyonu bizce tanınıyor ve bunlann arasında binlercesi uygun olmayan şartlara rağmen yaşantılarını sürdürüyorlar), son yıllarda

laboratuvarlarda yapılan deneyler bizlere hayat dediğimiz olayın çok değişik şartlara uyabileceğini öğretmiştir.

Bir zamanlar, hayatm radyoaktif suda sürdûrûlemeyeceğt düşünülüyordu. Oysa, sonradan, nükleer reaktörlerin bulunduğu suda bakterilerin yaşadığı anlaşılmıştır. Amerika’da Dr. Siedel’in gerçekleştirdiği başka bir laboratuvar deneyi daha da şaşırtıcı sonuçlar vermiştin Siedel amonyakmetanhidrojen bileşimini kullanıp Jüpiter’in hayat şekline yak» bu bileşim İçinde bakteriler, güveler yetiştirmiştir.

Amerikalı bilim adamı George H. VVilliamson bu konuda şöyle der “Dünyamızı evrenin merkezi saymak, yeryüzünü uzayın ortası diye bilen Ptolemaius’un görüşü kadar geçerlidir. Biz sonsuzluk denen şeye inanıyoruz, öyleyse milyonlarca dünya ve milyarlarca güneş sisteminin varlığına da inanmak gerekiyor. Yanlış sonuçlara yol açan araştırmalar, değişmeyen görüşlerimiz dünya dışında varolabilecek bir hayatı inkâr eden unsurlardır. Alınan mesajlar uzak gezegenlerden ya da başka dünyalardan gelme uzay gemilerinden geliyor.”

Benzer Yazılar

Leave a Reply