EVRİM TASARIMI

EVRİM TASARIMI

Günümüzde FalEvrim imgemiz de bundan farklı değil; ya da en azından, evrimin kendisi.
Biyologlar, arkeologlar ve antropologlar, evrimin gizemlerini ortaya çıkarmaya çalışırlarken, benzer şekilde kendilerini önceki kuşakların hayal edebileceğinden çok daha büyük ve karmaşık bir dünyada buluyorlar. Bir zamanlar evrensel olarak kabul edilen kanunların, aslında belli türler için geçerli durumlar olduğunu görüyorlar.

Nobel Ödülü sahibi genetik uzmanı François Jacob şöyle diyor: “Darwin’den bu yana, biyologlar zaman içinde evrim mekanizmasının, yani doğal seleksiyonun bir tablosunu geliştirdiler. Bu temelde, genellikle tüm evrimin kozmik, kimyasal, kültürel, ideolojik ve sosyal benzer bir seleksiyon mekanizması kullandığını düşündüler. Ama bu anlayışlar yanlış görünüyor, çünkü kurallar her düzlemde değişiyor.”

Biyolojik düzlemde bile, bir zamanlar her yerde geçerli olduğu düşünülen kurallar sorgulanıyor. Bilim adamları, tüm biyolojik evrimin doğal seleksiyonun bir türevi olup olmadığını, moleküler seviyede Darwin’in doğal seleksiyon görüşünü çürütecek başka çeşitlemeler bulunup bulunmadığını araştırıyorlar. Japonya’daki Ulusal Genetik Enstitüsü’nden Dr. Motoo Kimura şöyle diyor: “Moleküler seviyede evrim, neoDarwinizm’in beklentileriyle neredeyse hiç örtüşmüyor.”

Uzun süredir sürdürülen diğer varsayımlar da sarsılıyor. Biyologlar bize eukaryotes’m (insanlar ve diğer canlı formları) sonuçta daha basit olan prokaryotes hücrelerinden (bakteriler ve yosunlar da dahil) türediğini söylemişlerdi. Yeni araştırmalar şimdilerde bu teoriyi çürütüyor ve daha basit yaşam formlarının daha karmaşık kaynaklardan oluşmuş olabileceğini düşündürüyor.

Dahası, evrimin hayatta kalmayı garantilemek üzere uyum sağlama kavramını desteklemesi gerekirdi. Ama bugün uzun vadede yararı olan evrim gelişmelerine çarpıcı örnekler buluyoruz; uzun vadeli dezavantajlar pahasına! Acaba evrim hangisini destekliyor?

Bütün bunlar arasında en şaşırtıcı haber, Atlanta’daki Grant Park Hayvanat Bahçesi’nden geliyor; tamamen farklı kromozom yapılarına sahip iki maymun türünün birleşmesiyle, ortaya yepyeni bir melez maymun çıktığı söyleniyor. Araştırmacılar melezin soyunu devam ettirip ettiremeyeceğinden emin olamasalar da, tuhaf genetik yapısı, evrimin peş peşe gelen küçük değişimlerin yanı sıra, sıçramalar sayesinde de gerçekleşebileceğini düşündürüyor.

Benzer Yazılar

Leave a Reply