Eski çağlarda burç yorumları ve astroloji

Eski çağlarda burç yorumları ve astroloji

indirYahudi halk, Roma imparatorlar kültürüne karşı çıkarken astrolojiye de kuvvetle direnir. Yıldızların kaderi belirlediğine dair Stoacı inancın, tamının kurtarıcılığı ve her şeye kadir olduğu dogmalarına ters düşeceği açıktır. Bu nedenle astrolojiyle Aziz Paulus ve Kilise Babalan mücadele etmişlerdir. Ancak bu Hıristiyan tarihinin başlangıç dönemi üstünde antik astrolojinin hiç bir etkisi olmadığı anlamına gelmez: bu konuda Essenlilerie ilgili açık bir örnek vardır.

Ölü Deniz çevresinde bulunan el yazmaları içinde astrolojiye ait izlerin bulunmuş olması ilgi çekicidir. Essenliler, dine ve peygamberlere olan inancı saklık tutarak her kişinin ruhsal yapışım, “aydınlığın ve karanlığın miktarım” ve büyük bir olasılıkla mezhebe girmek isteyenlerin niteliğini belirlemek için astrolojik teknikleri benimsemişe benzerler. Bir adamın kaderinin doğduğu günün yıldızlarıyla belirlendiğine inanıldığını gösteren kuşkusuz astrolojiyle ilgili bir el yazması buna örnek olarak verilir.

Bazı yazarlar, Müneccimler’in yıldızını, havarilerin sayısının on iki oluşunu, yedi büyük günahı, göğe yükselmeyi, başka şeylerle birlikte astrolojik geleneklere bağlarlar.

Kilise Babaları için, gezegen tanrıları Mars, Jüpiter ya da Satürn iblis ya da şeytandır ve astroloji pagan niteliktedir. Buna karşın, yıldızlann kendi başlarına hiç bir etkilerinin olmadığını, ancak tannnın önceden bildiğini gösterebildiklerini düşünen, önemli bir Kilise Babası olan, Orige nes’in (185254) düşüncelerinden de sözedilir. Sık sık söylenen “astro inclinant, non necessitant” (yıldızlar eğilimle rigösterir, zorlamazlar) sözü Hıristiyanlıksın ilk zamanlarında çıkmıştır. Demek ki burada ya karşıtlık, ya da uzlaşma vardır. Bu ikililiğin ne denli ileriye gittiğini göreceğiz.

Kilise Babaları’nm en ünlüsü Aziz Augustinus (354-430) İtiraflar adlı konumında, gençliğinde astrolojiyle ilgilendiğini, ama “tanrının yardımıyla astrologların yalan dolu kehanetlerini ve dine aykırı saçmalıklarını gördüğünü ve bunları reddettiğini” kabul eder. Büyük felsefi yapıtı Tamının Şeh ri’nde de aynı tutumdadır. Ama çelişkili olarak, yazgı öğretisinin baş savunuculuğunu yapar, (yetenekleri ne olursa olsun insanın ebedi mutluluk ya da lânet yazgısı önceden bellidir.) Laddikya Konsili ilk olarak 381’de, kilise görevlilerinin astrolojiyle ilgilenmesini yasaklar daha sonraki iki konsil bu yasağı yinelerler bu, büyük bir olasılıkla Hıristiyan adetlerinden astrolojiyi çıkarıp atmanın zor olmuş olduğunu gösterir. Üstelik, çoğunlukla dini yetkililerin verdiği kararlarla yakılan birçok metin kaybolmuştur.

Roma İmparatorluğumun Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmasından (395) sonra izlenen ve sonunda Yunan düşünce biçimini koruyan ve aralarında Araplar’m olduğu başka halklar ve uygarlıklarla ilk temaslan kuran yeni kültür merkezlerinin bulunduğu Pers topraklarına sığınacak olan astrologlara karşı az ya da çok şiddetli tedbirler alınır.

Benzer Yazılar

Leave a Reply