Enteresan Bir Yazı

Napolyon henüz çok genç iken kaderin kendisine neler verebileceğini merak etmeğe başlamıştı. Paris müzelerinden birinin arşivlerinde çok enteresan bir yazı vardır. Bu yazıda şöyle denilmektedir:

“Fransız ihtilâlinden birkaç sene evvel, bir gün genç bir adam, bir onbaşı, Paris’te L’Ertime sokağında dolaşıyordu. Elinde bir kâğıt vardı.

Bu kâğıda bir adres yazılıydı. Genç adam bir kâğıda, bir kapılara bakıyor ve bir adresi arıyordu.
Nihayet biri, genç adama yaklaşarak:
“Siz neresini arıyorsunuz?” diye sordu.
Genç onbaşı:
“Rahip de la Clerc’in evini arıyorum. Yaşlı bir adamdır.”
“Biliyorum. Yıldız falına ve el falına meraklıdır. Evi şuradadır. Buyurun göstereyim.”
Loş Bir Kapı Arkasında
Meçhul şahısla küçük onbaşı sokağın loş bir yerinde bir evin ö nüne gelmişlerdi. Onbaşının yanındaki adam başını kaldırarak:
“İşte burası” dedi. “Altıncı katta oturur.”
Genç onbaşı kendisine bu derece nazik davranan meçhul arkadaşına teşekkür ettikten sonra, kapıyı iterek açtı ve karanlık merdivenden yukarı çıkmağa başladı. Altıncı kata geldiği zaman loş bir koridorda birkaç kapı gördü. Kapılardan biri aralıktı. Genç adam kapının aralığından içeri baktı, odada uzun saçlı, zayıf ve çok yaşlı bir adam oturuyordu. Bir masanın başına geçmiş bir şeyler karalıyordu.

Genç onbaşı kapıya vurdu. İhtiyar adam: “Girin” diye seslendikten sonra onbaşı içeri girdi. İhtiyar, gözlerini kısarak genç adama baktı:
”Ne istiyorsunuz?” diye sordu.
Genç onbaşı:
“Sizin yıldız falından anladığınızı ve el falından insanların kaderi hakkında birtakım şeyler söylediğinizi anlattılar…” diye kekeledi.

Sonra elini cebine atarak para çıkardı. Bütün parası on “su”dan fazla değildi, ihtiyar adama:
“El falı için ne kadar alıyorsunuz?” diye sordu.
ihtiyar cevap vermeyince onbaşı elindeki paranın çok az olduğunu düşünerek:
“Bu kadarı yetmiyecek onbaşı galiba” dedi ve kapıdan dışarıya çıkmağa hazırlandı. Fakat o ana kadar bir tek kelime söylememiş olan ihtiyar adam birden heyecansız bir sesle:

”Siz benden ne istemeye gelmiştiniz?” diye sordu. “Sizin için dua etmemi mi, yoksa falınıza bakmamı mı?
“El falıma bakmanızı rica edecektim. Ama galiba param kafi gelmeyecek.”
Para Her Zaman Önemli Değil
İhtiyar adamın dudaklarında tuhaf bir tebessüm belirdi:
“Oturunuz. Para her zaman bu kadar önemli bir rol oynamaz. Tek mükâfatım da para değildir.”
Genç adam oturdu. Bunun üzerine ihtiyar rahip tetkik ettiği gök haritasını bir tarafa iterek:
’’Bana her iki elinizi gösterin” dedi. “Çünkü kader yıldızlarda olduğu gibi ellerde de yazılıdır.”
Genç adam ellerini uzattı. Bunun üzerine ihtiyar rahip özellikle sağ eli tetkik* ederek birtakım notlar aldı. Sonra genç adama doğru dönerek,

“Siz nerede doğdunuz” diye sordu. “Bana doğum tarihinizi ve saatini kesin olarak söyleyebilir misiniz?”
Genç adam:
’’Benim adım Napoleone Buonaparte’dir” dedi. “Korsika Adasında doğdum. Doğum tarihim 1769, 15 Ağustos’tur.”

 

Esrarengiz Rakam
İhtiyar adam yıldız falına göre birtakım hesaplar yaptıktan sonra:
“Her şeyden evvel İtalyanca olan isminizi değiştirmenizi ve bir Fransız ismi haline getirmenizi tavsiye ederim. Napoleon Boneparte olmalı. Böylece eski bir  olan Kabalada yazıldığı gibi, isminiz esrarengiz olan 13 rakamının etkisi altında olacak. Bu rakam insanları orağı ile biçen ölüm olarak gösterilir. Aynı zamanda bu rakam korkunç bir kudrete, düzgün bir nüfuza işaret eder. Ama bu düzgün kuvvet akıllıca kullamlmasza… O zaman bu rakamın etkisi altında olan insan kendi mahvına sebep olur.”

Bir sessizlik oldu. Sonra rahip:
’’Böyle muazzam bir kuvvete sahip olmak ister misiniz? İsminizi değiştirmeye razı mısınız?” diye sordu.
Genç adam:
’’Tabiî” dedi. Şu andan itibaren, Napoleon Bonaparte ismini kullanacağım.”
Issız Bir Adada
İhtiyar rahip genç adamın avucunu tekrar tetkik ettikten sonra:
“Bir adada doğmuşsunuz” dedi. “Yine bir adada öleceksiniz. Doğduğunuz yere çok uzak olan bir adada. Bu ada kayalıklarla kaplı
ıssız bir yerdir ve okyanusun ortasındadır. Fakat doğumunuzla ölümünüz arasında geçen seneler zarfında inanılmayacak şeyler olacak. Siz, karşımda oturan ve cebinde pek fazla parası olmayan genç a dam, kudretin, nüfuzun, şöhretin ve servetin en iyisine ulaşacaksınız.

Orduları İdare Edeceksiniz
“Şu anda belki bir onbaşısınız ama, bundan dört sene sonra, muazzam orduları harekete getiren bir kumandan olacaksınız. Bir sözünüz yüzlerce, binlerce insanı harekete geçireceksiniz. Yirmi yedi yaşınıza bastığınız gün, hayatınızda bir dönüm noktası olacak. O andan itibaren gittikçe yükseleceksiniz.”

“Hayatınız daima Jühiter ve Merih yıldızlarının etkisi altında olacak ve Merih’in sembolü olan dokuz rakamı hayatınızda daima önemli bir rol oynayacak. 1800 senesinde dikkat ediniz. Bu sayıdaki rakamların toplamı da dokuzdur, bir diktatör, evet her dediğini yaptıran bir diktatör olacaksınız.”

Zirvede
“O seneden sonra artık daha fazla yükselmenize olanak kalmayacak. Çünkü bir insanın yükselebileceği en yüksek noktaya varmış olacaksınız. Fakat biliyorsunuz ki, hayatınız daima isminizin de gösterdiği gibi 13 rakamının etkisi altında olacak. Bu da eğer akıllı hareket etmez, sahip olduğunuz kudreti kullanmasını bilmezseniz, sizin mahvınıza sebep olabilir. Kuvvetinizi, kudretinizi hiçbir zaman yanlış kullanmamalı, daima doğru kararlar vermeğe çalışmalısınız.”

Söylendiğine göre, Napolyon imparator olduktan sonra, kendisine vaktiyle bu derece parlak bir hayatı beklediğini haber vermiş olan ihtiyar rahibin bulunmasını emretmiştir. Rahip bulunduktan sonra da ona bir ev hediye etmiş ve hayatının sonuna kadar kimseye muhtaç olmadan yaşamasına imkân verecek bir maaş bağlamıştır.

İmparatoru Ariyan Adam
O tarihten itibaren ihtiyar rahip, bütün günlerini Napolyon’un yıldız falı ile meşgul olmakla geçirmiştir. Fakat artık vaktiyle odasına gelen küçük onbaşıyı görmesine imkân yoktu. Çünkü o, haşmetli bir imparator olmuştu. 1814’de ihtiyar rahip, yapmış olduğu tahminler neticesinde Napolyon’un sessizliğini hissetmeye başlamış ve imparatoru ikaz etmek mecburiyetini duymuştur. Bunun üzerine onunla görüşebilmek için türlü yollar aramış, fakat her seferinde her yerden kovulmuş ve kimse sözünü dinlememişti.

Bunun üzerinde fikrinden yine caymıyan ihtiyar rahip, yaya olarak yola koyulmuş ve Napolyon’un ordularını takip ederek askerlerin
arasına sokulmayı ve imparatorla konuşmaya çalışmıştır. Fakat imparatora yanlış yolda olduğunu, kendini mahva sürüklediğini söylemek isteyen

ihtiyar rahip hiçbir zaman arzusuna ulaşamamıştır.
Söylendiğine göre, Vaterloo Savaşının arifesinde, 14 Haziran günü nihayet rahip imparatorun muhafız alayından bir askerle karşılaşmış, fakat muhafız, ihtiyarı derhal kovmuştur. Böylece ihtiyar rahip, imparatoru ikâz edememiştir. Aradan birkaç gün geçtikten sonra, yaşlı rahibin cesedini bir hendekte buldular. Avucunun içinde hâlâ Napolyon’un el falı yazılı bir kâğıt tutuyordu. O sırada Napolyon kendisini bekleyen tehlikelerden habersizdi.

Benzer Yazılar

Leave a Reply