EN TEHLİKELİ BÜYÜ TÜRÜ

EN TEHLİKELİ BÜYÜ TÜRÜ

BÜYÜNÜN TÜRLERİ

Günümüzde en meşhur ve yaygın büyü türü, karı koca arasını ayırmak vc kişiyi hanımına karşı soğutmak için yapılan büyü türüdür. Bu büyü türü, herhangi bir ticari anlaşmayı durdurmak, bir yere bağlı olan müşterinin bir daha o yerden alış-vcriş yapmamasını temin etmek, cvlcnccek çağda olan bir kızın istey enlerinin kalbinde o kıa karşı ncfrellik u> andırmak ve nasibini kesmek, cin musallat kılmak suretiyle bir insanın hastalığına sebebiyet vermek veya herhang. bir uzvunun ağrımasına yol açmak ki, elin ayağın felç olması veya vücudun çok kırgın ve bitkin düşmesi şeklinde tezâhür eder. İşte tüm bu menfî gelişmeler ve olumsuzluklar yukarıda bahsi geçen en meşhur büyü türlerini takip eder. Vücudunun herhangi bir yeri büyü yapılmak suretiyle ağrıyan bir kişi, bu rahatsızlığını uzvî bir şikâyet ve hastalık olarak değerlendirir. Halbuki böyle bir şikâyetin maddî bir tedavisi imkânsızdır. Meselâ bir büyü türü şöyledir: Büyücü, bir kadının rahmine cin musallat eder. Bu cin rahimdeki kanalları tıkar. Erkeğin menisinin buralara girmesine engel olur. Ve böylece kadının kısırlığına sebebiyet verir. I lattâ ve hattâ kadın, Allah korusun, rahim kanseri dahi olabilir. Başka bir büyü türü daha vardır ki. bu büyüde cin, genç kızın rahminde mesken tutar, tâ ki ona hiç kimse evlilik teklif etmesin. Hattâ bu cin, genç kızın evliliğine mâni olmak için kızın yüzünde sivilceler ve kızarıklıklar meydana getirebilir.51

‘Yukarıda zikretmiş olduğumuz büyü türlerinin hepsini Allah Sübhânehû ve Teâlâ Hazretlerinin yardımı ile tedavi ettik. Zikredilen bu büyüler gerçeklen yapılmaktadır. Ve insanlık bundan zarar görmekte ve şikâyet etmektedir. Özellikle insan, kendine dikkat edip, sakınmadığı zaman bu gibi durumlarla daha sık karşılaşmakladır. Bu şikâyetlerden afiyette olanlar. Allah’a bolca hamdetsinler ve nankör olmasınlar. Dr. Ahmet Hicazı el-Sekâ: “Müslümanlar ve Ehl-i Kitap Arasındaki Büyü İlmi adlı kitaplarında büyünün tesirini inkâr etmektedir. Bu ise görünen ve bilinen gerçeğe zıt bir durumdur. Bu husustaki teorik görüş ve çalışmaların da gerçeğe aykın olduğu için bir kıymeti yoktur.

EN TEHLİKELİ BÜYÜ TÜRÜ

Arap toplumunda büyük bir üzüntüyle ifade etmek islerim ki, kişiyi hanımından ayırmak (gerdek gecesi onu güçsüz kılma) büyüsü oldukça yaygındır. Maalesef bu gerçeği Dr. Ahmed Hicaz! Sekâ görmezlikten gelerek inkâr yoluna gitmiştir. Bunun sebebini, (kişinin güçsüz olmasını) kişinin, zifaf gecesi yorgun ve vücudunun kırgın olmasına bağlayarak meseleyi kendince yorumlamaya kalkışmıştır. Bu paraleldeki bir görüşü de şöylcdir: Damat, zifaf gecesi cinsî lezzet hazzına erişmek istemeyerek eşine yaklaşmaz veya damat zayıf bir bünyeye sahiptir, zifaf ameliyesini gerçekleştiremez. Veya eşi şahsiyet olarak kendinden daha güçlüdür. Kısacası doktorun tüm bu açıklamalarından, cinsî iktidarsızlık problemini bazı psikolojik ve fizyolojik sebeplere bağladığını görmekteyiz.60 (iâyet açık ve net olarak belirtmek isterim ki. bu görüş gerçekle bağdaşmayan bir görüştür. Doktorun söyledikleri başlı başına ayrı bir problem ve sebep olarak alınabilir, ama bu açıklamaların “Bağlama” büyüsü ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.

‘Bağlama olarak ifade edilen bu durum bizim toplumumuzda da yaygındır. (Mütercim)

“Müslümanlar ve Ehl-i Kitap Arasında Büyü İlmi” adlı kitaptan Dr. Ahmed Hicazı Sekâ. sh. 32-33.

Değerli MUlcssir Şeyh Muhammed Miivclli Şârâvî41 kocasının eşine yaklaşamamasının veya kadının kocasından nefret etmesinin sebebini şöyle izah eder: Şekle girmey e kaadir olan bir cin. kişinin eşine kötü bir surette gelip kocasını ona nefret ettirir. Değerli Müfessir Şeyh Şârivi nin açıklaması, kadının hafızasında oluşturulan, kocası hakkındaki kötü düşüncelerle ilgili olup yine -Bağlama ile bir alâkası bulunmamaktadır. Bağlama büyüsü iki netidir.

Bir bağlama büyüsü vardır ki. cin kullanılmadan yapılır. Bu büyü, son derece tehlikelidir. Yapılan bu büyü, kişiye şöyle düşünmesini orunlu kılar: Ne kendisinin, ne de eşinin tenasül uzvu bulunmamakladır. Veya bulunmakladır, fakat bu organların bir faaliyeti ve aktiv itesi yoktur, icraattan uzaktır. Diğer bir büyü türü dc şu şekilde icra edilir: Kişiye cin musallat edilir, bu cin (beş sinirden) merkezi beyinde bulunan bir siniri tıkar vc işlevini ifa ettiremez hale getirir.’ Veya cin. prostat mıntıkasına yerleşir ya da tenasül uzvunda yahut da ona yakın bir yerde bulunur.

“Müfes&irin. 1isir telev iumunda her ( uma günü halka hitaben yaptığı Kur an tclsir ve sohbetleri yayınlanmakladır. Mısır’ın ileri gelen âlinıleriıuleıulir. (Mütercim)

(Çocuk hastalıkları uzmanı değerli arkadaşım Muhammed Reşad. bana bey mdeki bu sınırın “duy u” ile ilgisi bulunduğunu, kadın ile erkeğin öpüşmesinde dc bu duyunun etkili olduğunu bildirdi. Ve dedi ki: Bu siniri yok etmek veya tıkamak öpüşmenin tesirini ortadan kaldırır. Tenasül uvunu ve diğer vücudun geri kalan mıntıkalarını cimaya (sekse) ilgisiz kılar.”

Ona dedim ki:

Peki bu büyünün ilâcı ve tedavisi nedir?

Bu büyü türlerinin her birinin nev ine görv ilâcı vc tedavisi bulunmaktadır. Cin kullanılmadan yapılan büyü türünde büyünün bulunup yakılması gerekir.6” Yapılan büyü bulunamaz ise büyünün iptali

“’Büyünün (yazı olabilir, okunmuş eşya olabilir) bulunması, çözülmesi ve yakılması, daha sonra üzerine tuzlu su dökülmesi, büyünün >«kıldığı kabın bir daha kullanılmaması, büyünün tesirinin ortadan kaldırılmasının en kestirme yoludur. Fakat Allahü Teâlâ Hazretleri. Müslüman salih bir cini ehliyetli bir kişinin yardımına vermediği müddetçe büyü maddelerini ele geçirmek oldukça zor bir iştir. Böyle bir imkâna sahip olarak büyüsü çözülen veya herhangi bir büyüyü çözen. Allah’a şükretmeli. ardımcı olan Müslüman cini la’im edip yegâne fail olarak onu görmemelidir. Çünkü yegâne fail vc yardımcı Allah’tır. Cin sadece bir vesileden ibarettir. İyi bir cin. iyi bir insan gibidir. İnsan asla onu emir altına alamaz. “İnsan ancak kötü cini emri altına alır ve ona hükmeder” görüşü şaz bir görüş olup, muhterem Şeyh Şârâvî’ye aittir. (el-Fctcvâ. cüz 6. Kur’ân Yayınları baskısı, hazırlayan Dr. Seyyid Cümeyli. sh. 16)

Allahü Teâlâ Hazretleri. Müslüman cin Mustafa Kençur’ıı. vücuduna nüfuz ettiği kardeşimizin bir müddet hizmetine vermiştir. Mustafa, bu kardeşimizi zemzem suyundan içip tedavi oluncaya kadar himaye etmiştir. Mustafa Kençur. bu kardeşimizle bulunduğu sürece birçok insana yapılan sihir vc büyüyü bulup Allah’ın yardımı ile yok etmiş, onları büyük zararlardan kurtarmıştır. Muştala Kençur. bana bu meseleyi sorduğunda ona bunun mUhah olduğunu. İbni Teymiyye’nin şu sözlerini delil olarak söyledim: İnsanlardan olup da hem insanlara. hem de cinlere, yalnız Allah’a ibâdet edip onun ve Resulünün emirlerine tâbi olmayı emreden bir müslüman. Allah’ın en büyük velilcrindendir. Bu tebliği yapan bir kimse Hazreti

Peygamber (s.a.v.)’in halifelerinden (ilmi miras alan alımlerdenj sayılır. Mübah olan işlerde cin kullanan bir insan. mutaJı olan işlerde insan kullanan gibidir. Meselâ bir kimse cine, Allah m emrettiğini emredip, yasakladığın, da yasaklayabilir, onlardan nıübah olan şeylerin yapılmasını talep edebilir. Böyle yapan bir kimse tebasına hükmeden ve onlara birtakım hususlarda emreden devlet ricaline benzer. Böyle bir kimse Allah ın evliyalarından olduğu gibi. Allah’ın umum evliyaları arasına da dahil olur ki. burada aynı zamanda bir melik olan Süleyman Peygamber. Yusuf.

İbrahim. Musa. İsa ve Hazreti Muhammed (a.s.) de bulunmaktadır. Her kim de Allah ve Resûlü’nün yasakladığı hususlarda meselâ suçsuz bir kimseyi haksız yere öldürmekte veya öldürmeksizin hastalık vermede yahut sahip olduğu ilmi unutturmada ve bunun gibi her çeşit zulümde cinleri kullanırsa, bu kimse cinleri günahta ve düşmanlıkta kullandığı için günahkâr ve âsi olur. Her kim de cinleri şirkte ve küfürde kullanırsa kâfir olur. Cinleri kullandığı alana ve konuma göre kişi, ya fisık. ya müşrik, ya kâfir ya da fâsık olmaksızın günahkâr olur. Şeriatı tam bilmeyen kimse cinleri kullanmayı keramet zannedip, onlardan hacca gitmek için kendisini uçurmak suretiyle yardım alırsa veya cinler kendisini Arafat’a taşırlarsa ve Allah ile Resûlü’nün emrettiği şekilde hac vazifesini ifa etmeyip, bu şekilde cinleri kullanırsa, o kişi mağrurdur ve cinlerin tuzağına düşmüştür.” (Telebbüs), cinin insana nüfuzuna gelince, bunun büyük bir zulüm olduğunu Mustafa Kençur’a daha öncc hatırlatmıştım.

Muhterem Şeyh Abdülhamid Kişk, Türk asıllı Müslüman bir cinnî kızla arkadaşlık eden bir kıza, bu arkadaşlığın Allah Azze ve Celle’nin rızasına uygun olması, emir ve yasaklarına da riâyet edilmesi şartıyla izin vermiştir. Şeyh tbni Bâz, sihri ve büyüyü bulup yok etme hususunda şöyle demişlerdir Büyünün en etkin ilacı, büyük çaba ve gayret sarfederek büyünün bulunduğu yerden (dağ, dere, tepe vs.) büyü edevatını çıkarıp yok etmektir. Bu yapıldığında büyünün etki ve tesiri de bertaraf

için AllahU Teâlâ Hazretlerine dua edilir. Cin kullanılarak yapılan büyüde siniri ve hisleri dumura uğratan, cinsî organları etkisiz hale getiren cinin, bu mıntıkalardan uzaklaştırılması gerekmektedir.

edilmiş olacaktır. (Bakınız. Müslümanların Gazetesi, 1985, sayı 9. sh. 16)

İmam Ibni Kayyim şöyle der: Büyünün bulunup çıkarılması ve iptal edilmesi en etkin ilaçtır. Hazreti Peygamber (s.a.v.)e büyü yapıldığında. Rabbinden (Sübhânehü Teâlâ) büyünün yerini bildirmesini talep elmiş. Rabbi de ona büyünün yerini bildirmiş, o da büyüyü kuyudan çıkarmıştır.” (Bakınız, Zâdü’l-Meâd. cüz 3. sh. 104)

Şunu hemen belirtmek isterim ki, ben cinlerden yardım alınabilir şeklinde bir fetvâ vermiyorum. Bu fetvâyı vermek kolay bir iş değildir. Çünkü fitneye sebep olabilir. Allah’a ham-dolsun ki. ben cin çağırmaktan ve onları kullanmaktan uzağım. Bir cin olan Mustafa Kençur kardeşi ben kendim çağırmadım. Bilakis o bana geldi. Mustafa’nın gelişi de ansızın ve belirli şartlarda oldıı. Sonra onunla diyaloğumuz belirli bir vakit içerisinde gerçekleşti. İnsanın, insan kardeşine karşı kurmuş olduğu tuzaklar ve nice büyüler. Allah’ın yardımıyla, bu cin kardeşimizin vesilesiyle çözüldü ve tesirsiz hale getirildi. Büyü ve sihre maruz kalmış nice kadın ve erkek kurbanlar şifâya kavuşturuldu. Allah onu hayırla mükâfatlandırsın. O şimdi gayb âleminde. Alemlerin Rabbine hamdolsun.

Şunu tekrar etmek isterim ki, cinlerin bir zararı def edeceklerine inanmak ve onları yegâne yardımcı görmek kesinlikle haramdır. Allah’a şirk koşmaktır. (Zararı def eden yegâne yardımcı Allah’tır.) Mustafa Kençur’un gelip bu hususlarda bize yardımcı olması istisnai bir durumdur. Kufân-ı Kerim le meseleye çare aramak daha iyi ve faziletlidir. Kur’ân tedavisi, büyüyü bulunduğu yerde bir mayın gibi patlatır, etkisiz hale getirir.

Benzer Yazılar

Leave a Reply