DÖRT KÖŞE AVUCU OLAN ELDE PARMAKLARDAN BİRİ DİĞER PARMAKLARA BENZEMEZSE

Parmakları birbirine benzemeyen ellere zannedildiğinden çok daha fazla rastlanır. Böyle bir elin bazı parmakları uygun bir şekilde, diğer parmakları ise başka bir şekildedir.

Birinci parmak yuvarlak ve ucu koni biçimine benzer bir şekildedir. Orta parmak hemen hemen kare biçimindedir, üçüncü parmağın ucu yelpaze biçimindedir. Dördüncüsü ise felsefî veya mânevî meselelere dönük bir karaktere işaret eden ince ve yumuşak ve diğer parmaklara yakındır.

Parmakları böyle birbirine benzemeyen el birçok fikirlere, birçok kabiliyetlere işarettir. Böyle bir insanın İlmî meselelerden sanat meselelerine kadar birçok meselelerle ilgisi vardır ve bunlardan kolaylıkla bahsedebilir. Yalnız bu tip insanlarda azim azdır. Bu yüzden belli bir sahada başarı kazanamazlar. Meğer ki, akıl çizgileri kesin karar verebildiklerini veya kuvvetli bir iradeye sahip olduklarını göstersin.

Bu tip el spatulaya benzer, avucun alt kısmı geniş, üst kısmı dar, veya üst kısmı geniş alt kısmı dardır. Parmakların biçimi ve avucun biçimi bir spatulayı andırır.

Bu şekilde olan bir el, aynı zamanda sert ve kuvvetli ise, istik rarsızlığa işarettir. Böyle bir eli olan insan metodik olamaz. Asabî, huzursuz, kararsız fakat son derece hareketli, atılgan, umursamaz olur. Aynı zamanda orjinal bir şahsiyete sahiptir.

Bu elde akıl çizgisi belirgin, düz ve derin ise zekâ ya da aklı selim daima atılganlığı kontrol eder ve aşırı hareketlere engel olur. Fakat akıl çizgisi aksine belirsiz dalgalı ve dallı budaklı ise, bu tip insan maceralara dalabilir.

Elleri bu şekilde olan insanlar macerayı severler, daima harekettedirler, son derece enerjik ve sadedirler.
Mucitlerin, son derece cüretkâr ve orjinal projeler yapan mimar mühendislerin, büyük denizcilerin, elleri bu biçimdedir. Bu insanların en belirgin vasfı sade kalma arzusudur. Giriştikleri hiçbir teşebbüste eski fikirlerin etkisi altında kalmazlar.

Böyle bir ele sahip olan insan hangi muhitte doğarsa doğsun, neticede gayet orjinal bir şahsiyete sahip olur. Yeteneklerini geliştirir ve sivrilir. İnkılâp yapan insanların elleri bu biçimdedir.

Doktorlar, hukukçular, edebiyatçılar, âlimler, aktörler ve devlet adamları arasında eski kuralları yıkarak yeni bir yol arayanların, inkılâpçıların elleri böyledir.

Bu tip insanlar sadece farklı olmak veya başka insanların arasında sivrilmek arzusu ile hareket etmezler. Düşünceleri hakikaten orjinal ve karakterleri de gayet sade olduğu için başarılı olurlar. Başka insanlar bu tip insanları, “çılgınlık”la suçlarlar. Fakat bu, sadece o insanların asırlardan beri takip ettiklerinden ileri gelir.

İşin tuhafı, bu tip insanların fikirleri başlangıçta benimsenmediği halde, sonradan beğenilir ve benimsenir.
Bu şekilde olan bir el, aynı zamanda sert olacak yerde yumuşak ve gevşek ise bahsetmiş olduğumuz özellikler daha ziyade bir tasavvur halinde kalır. Tatbikat sahasına geçmez. Çünkü bu şahsın hakikaten orjinal fikirleri vardır. Ama onları tatbik edecek kudreti ya da sebat edebilecek kadar kuvvetli bir azmi yoktur.

Bu yüzden bazen zeki oldukları için, kendilerinde yeterli derecede irade bulunmadığından fikirlerini uygulayamadıklarını bilen bu insanlar asabî ve huzursuz olurlar. Demek ki, bu şekilde eller iki tip insanda görünür. Bunlardan biri daha ziyade fikirlerini tatbik edebilecek kabiliyettedir. Diğeri ise ancak.hayal kurmakla yetinir.

Avucun üst kısmı geniş ise, konu edilen şahıs kabiliyetlerini ve fikirlerini tatbikat sahasına getirebilir. Avucun alt kısmı geniş ise o zaman daha ziyade hayalperesttir, arzularını ve fikirlerini tatbikat sahasına geçiremez.

Benzer Yazılar

Leave a Reply