Deneysel Fizikçiler

Fizikçiler
Fizikçiler enerjiyi elektron Volt (ev) veya milyon elektron Volt (MeV) biriminden ölçer. 1954’de, berilyum çekirdeği ile helyum çekirdeğinin enerjilerinin toplamının 7,3667 MeV olduğunu biliyorlardı. Hoyle karbonun bundan biraz daha yüksek olan uyarılmış enerji seviyesi olması gerektiğini, böylece gelen helyum çekirdeğinin kinetik enerjisi toplam enerjiyi rezonans yapmak için yükseltebileceğini söylemiştir. Eğer böyle yaparsa, helyum çekirdeği kararsız berilyum çekirdeğini parçalarına ayırmak yerine, uyarılmış bir karbon çekirdeği oluşturur ve o da daha sonra fazladan enerjisini normal yolla ışıyarak yollar ve taban durumuna yerleşir.

Hoyle bundan deneysel fizikçilere bahsettiğinde neredeyse suratına güldüler. Var olduğumuz varsayımından yola çıkıp bir atomik çekirdeğin özelliklerini tahmin etme ve böylece çekirdeğin gerekli özelliğe sahip olması gerektiği fikri onlara gülünç geldi. Yine de onlan karbon çekirdeği üzerinde gerekli deneyleri yapmalan için ikna etti ve yaptıklarında rezonansı oluşturmak için tam olarak helyum/berilyum birleşimi olan enerjinin biraz üzerinde bir miktar olan 7,6549 MeV seviyesinde uyarılmış bir enerji seviyesi buldular. Müzikal benzetmeyi genişletirsek, daha sonraki hesaplamalar gösterdi ki, nükleer etkileşim rezonansının oluşması için yüzde 0,5’lik bir doğrulukta “akortlu” olmalıdır.

Hepsi bu değil. Bahsettiğim gibi, oksijen çekirdeği yıldızlar içinde karbon çekirdeğine helyum çekirdeği eklenerek oluşur, çünkü karbon çekirdeği kararlıdır ve yıldızlar içinde uzun bir süre öyle kalır. Eğer bu işlem aynı şekilde rezonansa girerse, tüm karbon hızlı bir şekilde oksijene dönüştürülür. Rastlantıyla, karbon çekirdeği ile helyum çekirdeğinin birleşmiş enerjisi 7,1616 MeV’dir. Bir oksijen çekirdeği 7,1187 MeV’de uyarılmış enerji seviyesine sahiptir ve bu rakam rezonansın oluşması için çok düşük bir rakamdır. Gelen helyumun kinetik enerjisini de eklediğinizde, fark biraz daha büyük olur. Bu durumda, çok küçük bir olasılık dışında rezonans gerçekleşemez.

Bu olağanüstü bir rastlantı çiftidir. Eğer uyarılmış karbon enerji seviyesi biraz daha düşük olsaydı, Evren’de kimse üretmediği için karbon olmayacaktı. Eğer oksijen enerji seviyesi biraz daha yüksek olsaydı, hepsi oksijene çevrileceği için Evren’de hiç karbon olmayacaktı. İki türlü de, bizim gibi karbon tabanlı yaşam formları var olmayacaktı.

Hoyle’un kendi kelimeleriyle:
Bir bakış açısı, hepsi olmasa bile sorudaki sayıların bazılarının dalgalanmalar olduğudur; evrenin başka yerlerinde değerleri değişik olabilir. Benim bu görüşü desteklemem için eğilimim… C12 ve 016’nm gizemli yerleşiminin artık şaşırtıcı tesadüflerin oluşumuyla ilgili olmaması. Basitçe, bizim gibi yaratıklar karbon ve oksijen arasındaki dengeye bağlı olduğu için, evrenin sadece bu seviyelerin düzgünce konulduğu belli bölümlerinde var olabiliriz.
Ama Hoyle tarafından önerilmiş tek bakış açısı bu değildir. Aynı zamanda farklı bir perspektiften “sanki fizik kuralları yıldızlar içindeki süreçlere uygun olarak özellikle tasarlanmıştır” demiştir ve Evren “ona tertiplenmiş bir komplo” gibi gelmiştir.

Benzer Yazılar

Leave a Reply