Daha mutlu bir hayatın sırları

Daha mutlu bir hayatın sırları

Civardaki nehir yatağından getirilen kayalarla yapılmış bu yüksek tam sekiz yüz yıldır orada duruyordu. Şimdiyse boşalıp harabeye dönmüş, camlan kırılmış, duvarları solmuş, her yeri pislik kaplamış, eski ihtişamını kaybetmiş, serseri gençler için bir buluşma yeri haline gelmişti.

Kadın değişmek istemişti; sonu gelmez işlerin peşinde koşmaktan, şehrin gürültüsünden patırtısından kaçmaya hazırdı aslında. Bir gün dergileri karıştırırken o ilanı gördü. İlandaki telefon numarasını aradı, bir uçak bileti aldı ve dua edip beklemeye başladı.

Gelincikler kaplamış çayırlarda dolaşıp, kuşların ve akan derelerin sesini dinlerken evinin orası olduğunu anlamıştı. Huzur diye buna denirdi. Bir teklifte bulundu para nasıl olsa gelirdi, buna emindi. Bazıları her şeyi arkada bırakıp yabancı bir memlekete taşınmasını cesurca bulmuştu ama ona sorarsanız başka seçeneği yoktu; karar çoktan verilmiş, onun ilk adımını atmasını bekliyordu.

Orayı eskiden olduğu gibi bir ziyaret yeri haline getirmek istiyordu yeniden. Öyle de oldu. Sonunda eski ihtişamına kavuşmuş, ziyaretçilerle dolup taşmaya başlamıştı.

Gerçekten değişmeye başladığınızda kendinizi hakikate, dolayısıyla etrafınızdaki üretken imkânlara da açmış olursunuz. Kendinizi yeni bir şeylere açtığınızda, etkiniz altındaki çevrenize de bir yenilik sunmuş olursunuz. Esnekliğinizle dokunduğunuz her şeye bir tazelik getirirsiniz. Böyle bir değişim, dürüstlük ve sağlam bir irade gerektirir. Genelde değişirken başkalarının hayatlarını da alt üst eder, su yüzüne çıkardığınız rahatsız edici sorularla karşınızdakinin bilinç dışı değişim arzularını da körükler, çoğu zaman öfke ve kırgınlık uyandırırsınız. Ve de bu, en beklenmedik yerlerde ve zamanlarda olur.

Size her zaman arka çıkan arkadaşlarınız sizinle dalga geçmeye ve eleştiri yüklü imalarda bulunmaya başlayabilirler. Başından beri tutarlılığınıza güvenmiş olan iş arkadaşlarınız bu değişim örneği yüzünden kendilerini tehdit altında hissedip olumsuz tepki gösterebilirler. İşin doğrusu, bu tepkiler gerçek dostlardan değil, sizi statükonuzla bilen diğer insanlardan gelir. Bununla söylenmek istenen şudur: “Sen bundan hoşlanmasan da, biz seni eski halinle seviyorduk,” ya da, “Yapmak zoranda olmamıza rağmen yapamayacağımızı bildiğimiz şeylere zorlama bizi,” ya da, “Böyle değişerek hayatımı alt üst etme; zaten benim derdim başımdan aşkın,” ya da, “İyi bir şey olduğuna inandığım bir şeyi kurcaladığın için kırgınım sana.”

Bu duygusal tepkilere verebileceğiniz en iyi cevap onları değişime devam etmektir.

Benzer Yazılar

Leave a Reply