CİNLERİN BÜYÜ SUYUNDAN İÇİLİRKEN VEYA BÜYÜ ESNASINDA GÖRÜLMESİ

CİNLERİN BÜYÜ SUYUNDAN İÇİLİRKEN VEYA BÜYÜ ESNASINDA GÖRÜLMESİ

Mustafa Kençur:

— Genel kural cinlerin görülmemesidir. Cinlerin büyü halinde ve büyü suyundan içilirken görülmesi istisnaî bir durumdur. Siz insanların bu durumlarda cini aslî şeklinde görebilmesi doğrusu çok tuhaf vc ilginç bir şeydir.

— Nasıl yani?

— Açıklayacağım. Takat daima Hazreti Muhammed (s.a.v.)’in şu mübarek sözünü hatırla: “Kim büyü yaparsa küfre girmiş olur.”

-Evet. Allah’ın Rasûlü doğru söylemiştir.

Mustafa Kençur:

— Bazı insanlar kendini şeytana satarlar. Bu tip insanlar sihir yapmak suretiyle insanlar üzerine hega-monya- kurup onlara hükmetmek isterler. Bu tahakkümü. büyü yoluyla adamın hayatını mahvetmek, ticaretini kesada uğratmak, hanımı ile arasını açmak, adamın fikrini dağıtmak suretiyle Onu huzursuz edip uyutmamakla gerçekleştirirler. Bazı ‘büyücüler, üzerine şeytanî cümleler ve kelimeler okunmuş sihir vc büyü suyunu kurbanlarına içirmeyi başarır. İçirilen bu su. kurbanın vücudunda dolaşmaya başlar. Ve tüm şeytanları mıknatıs kuyusu haline gelen bedene doğru çeker. Büyülenen ve bir kurban durumunda olan bu insan, kalecisi olmayan kale gibidir. (Futbol kalecisi).

Şeytanlar bu savunması kaleye istedikleri gibi girip çıkarlar.

‘”Büvünün insana tesir etmesinin sebebi, insanın hayatında önemli rol oynayan iki sıvı ile alâkalıdır. İnsan için hayati önem taşıyan bu iki sıvı kan vc sudur. İnsanın dinçliğini hareketini vc sckenatının dengesini, yine bu hayatî sıvılar oluşturur. İnsanın sıhhati, aklı, kuvveti vc sair .ellikleri bu hayati sıvıların normal seyrinde yürümesine bağlıdır. Çünkü bu iki sıvının oranı artmay a ve aalmaya müsaittir.

Kanın ve suyun kimyevi unsurlarının artması veya eksilmesi, işlevlerini yerine getirememesi demek olur ki. kişinin iç bünyesinin n ianı mı sarsar, her şey alt üst olur. Hayat Telce uğrar. Her türlü hastalık zuhur etmeye başlar. Bu dengesizlikleri kişinin tüm tasarrufsunın bozulması takip eder. Şayet bu iki sıvıdan birinin harekeli tamamen durursa, işte o zaman kişi ölümle yüz yüc gelir İşte bunun sonucu olarak ishal olan birine doktorlar su oranını yükseltmek için bol bol su vc benzeri meşrubat içmey i tavsiye ederler Aşın kan kaybolduğu vakitlerde de y ine aynı hassasiyeti göstererek hastalarına kan nakli yaparlar. Şeytan, kendisine verilen ilıın vc dirâyet sayesinde bu iki sıvıya neyin fayda verip, neyin zarar verdiğini çok kolaylıkla kestirebilir. Bizi çepeçevre kuşatan mıknatıs-lanma vc elektriklenmeyi kullanarak, şeytan bu iki sıvıya ya da birine çok rahatlıkla tesir ederek kişiye birtakım zararlar verebilir. Bizde varolan bu caıbe ye mıknatıslanma özelliği inkâr edilemez bir gerçektir. Bu özellik, bazılarında oldukça fazla, bazılarında daha a, bazı kimselerdi; de hiç görülmemektedir. Bazı insanlar belirli şeylerden hoşlandıkları halde, bazıları aynı şeylerden hiç hoşlanmaz. Siz yılın hazı mev simlerini çok sevdiğiniz halde, diğerleri bundan hiç hoşlanmaz veya sizin hoşlandığınız bazı yiyecek ve içeceklerden bir diğeri hiç hoşlanmaz. Bazen sız. daha önce onu hiç tanımadığınız halde gördüğünüz bir insinin hemen içiniz ısınır. Bir diğerinden de hiçbir sebep yokken nefret edersiniz. İşte tüm bunlann sebebi insandaki cazibe ve mıknatıslık özelliği ve elektriklenmedir. Bu özellik bazen olumluluk, bazen dc olumsuzluk arzeder. işle bundan dolayı büyücü, bir kimseyi başkasına karşı büyülemek istediğinde onun şahsiyet özelliğini taşıyan bir parça, bir cüzünü elde eder. Sonra ele geçirdiği bu küçük şahsiyet ve hüviyet özelliği sayesinde o kişinin tüm şahsiyetini etkisi altına alır. Sihrin bir kişiye tesir etme teorisi iki önemli âmile dayandırılmaktadır:

a) Her fiilin bir faili olması gerekir. Fiilin sonucu, miktarı ve keyfiyeti fiilin türüne, failin sıfatına ve fiilde kullanılan vesile ve vasıtalara bağlıdır. Mesela Zeyd, Emir’i dövmek istese Zeyd’in Emir’e vurması icap eder. Dövmek yerine tutup onu öpmesi dövme niyeti ve iradesi ile çelişir. Ve bu dövme işini dc ya eli, ya ayağı ya da herhangi bir alet ile gerçekleştirmesi gerekir. Dövme işinin izi ve eseri Zeyd’in dövme kuvvetine bağlıdır. Zeyd’in dayak atma vasıtası (aleti) de önemli rol oynar. Dayak darbelerinin Emir’in hangi bölgelerine indiği de çok önemlidir. Bu dövme işi ve dövme sonucu elde edilmek istenen neticeler, Zeyd’in Emir’i akşam yemeğine davet edip ona bir buket gül takdim etmesiyle de ccreyan edemez. Yine aynı şekilde Zeyd, Emir’den on cüneyh (Mısır para birimi) borç istese. Emir de ona beş cüneyh verse, Zeyd ihtiyaçlarının ancak yarısını karşılayabilir.

b) İnsan vücudunun her bir parçası ya da onun kullandığı eşyalar; ister bu eşyalar ona bitişik (elbise gibi) ister ayrı olsun, insan hüviyet ve şahsiyetinin bir parça karakteristik özelliğini taşır. Mesela Nevv York’ta bir berberde traş oldunuz. Sizin bu traş edilen saçınız ister Kahire’de, ister Merih gezegeninde olsun artık o sizden bir parçadır. Tamamen yok oluncaya kadar da sizin vücudunuzdan bir parça olmaya devam edecektir. Bu hakikat inkâr edilemeyecek bir husustur. Yine aynı şekilde siz muhtaç bir insana elbisenizi hediye ettiğinizde, bu elbise ister küçük olsun, ister büyük olsun, sizin karakter ve şahsiyet özelliğinizi taşımaya devam edecektir. Hediye etmiş olduğunuz bu elbiseyi, bir başkası giyse bile yine de sizin karakter ve şahsiyet özelliğinizi taşımaya devam cdecektir. Bunu şu şekilde

Ona dedim ki:

— Şeytanlar onun bedenine nasıl girer?

— Büyü suyunun olağanüstü bir çekiciliği vardır. Şeytanları davet eder. Şeytanlar yemeğe davet ediliyormuşçasına bu çağrıya icabet ederler.

— Anladım. Fakat bana söyler misin, şeytanlar bu insana hangi organlardan nüfuz ederler?

— Genellikle anüs vc vajinadan. Bazısı da iyice yıkanmamış ve fırçalanmamış ağızdan nüfuz etmeyi tercih eder. Gözden girmeleri de mümkündür. Fakat şeytanlar daima kötü kokulu mıntıkalardan nüfuz etmeyi severler. İşte bu sebeple anüs ve vajinayı tercih etmek onlara hoş gelir.

ispatlayabiliriz: Elbiselerin her parçası ister eski giyilmiş elbise isler hâlâ giyilen bir gömlek olsun, rengini ve tüm ayrıntılarını beğenerek almış olduğunuz kendi mizacınıza uygun olan, pislenmekten ve kirlenmekten itina ile koruduğunuz bu elbise sizin tüm zevklerinizi ve karakteristik özelliklerinizi taşır. Elbisenizle öyle bütünleşirsiniz ki, artık insanlar o elbiseyi nerede görseler siz akıllarına gelirsiniz. Artık bu elbisenizi bir başkasına verseniz veya onu hiç kimseye vermeden kaldırıp atsanız, karakteristik özellikleriniz elbisede muhafaza olmaya devam edecektir. Sizin isminiz ve fotoğrafınız da yine sizin hüviyetinizi temsil eder. İşte bu yüzden büyücü, büyüsünde başarılı olmak için bu tür eşyaları kullanır. Sizin ile ilgili herhangi bir eşyayı ve ipucunu ele geçirmekte çok ısrar eder. Çünkü bu ipucu sizi temsil etmektedir. Bu sebeple birçok insan elbiselerine çok dikkat eder. Traş edilen saçlarını oraya buraya atmazlar. Ele geçirilir, büyü yapılır düşüncesiyle kesilen tırnaklarını rastgele almayıp, bir yere toplarlar. İşte büyücü, bu zikreniğimiz iki âmili kullanarak tecrübesine ve gücüne göre ne tür bir sihir yapacağını tayin eder. (Kitâbü’s-Sihr, M. Muhammed Cafer, sh. 43-15)

Cinniyc dedim ki:

– Büyülenme halinde insanın cini görmesi nasıl mümkün olur?

— Bu. büyü suyunun tesiri ile olur. Çünkü bu su. insanın idrakine vc gözüne olağanüstü bir güç verir. İşte bu güç vc idrak, onun bizi (cinkri) görmesine sebep olur. Büyülenmiş insanın gözündeki vc duyu organlarındaki titreşmeler çok şiddetlidir. Normal inanlar bunu tahayyül edemezler. İşte büyülenmiş insanın vücut binasındaki bu titreşmeler ona. bizi görmesini sağlar. Vc bize de ona tesir etme imkanı ve kolaylığı verir.

— Bu meseleyi daha açık olarak izah etmek mümkün müdür’.’

— Sana bunu bir misalle açıklayacağım: l.linizc bir la alın vc bu taşı \argücünük havaya doğru atın. Taş. yolunu hılı bir şekilde dcvaın ederken uzaklaştıkça göünüden kaybolacaktır. Atmış olduğunuz niş. yerçekiminden etkilenip düşmeye başladığında vc taşı oluşturan zerrelerin hareketleri yavaşladığında taşı yeniden görmeye başlayacaksınız. Si insanlar çok iyi biliyorsunuz ki. Cenabı llakk Azc vc Cdlc her mahlûkatı gerek insan olsun, gerek cin olsun, ister nebat (bitki), ister cansız maddeler olsun, bunların tümünü hareketi devamlı olan, bir araya getirilmiş zerrelerden varatmıştır. Fakat bu hareketin hızı, atış

kuvvetine, alılan cismin Midesine göre değişkenlik arzeder.

‘ James Jcttıı. litrnfımıdaki Ktiinnt (The Universe Around Us) adlı harika kitabımla aynı gerçeği vurgulamaktadır. Modem ilim de aynı hakikati dile gel ilinektedir. James Jcans şöyle diyon “Sonuçla bililin katı maddeler kUçük zerreciklerden (atomlardan) oluşmaktadır, erıvciklcr de elektron ve protonlardan meydana gelmektedir. Zerrenin (atomun) bir muhiti (dış alanı) bulunmaktadır. Mu muhitin ortasında çekirdek (nuclcus) vardır. Çekirdeğin çıralında yörüngeleri belli birtakım hafif cisimler dönmekledir. Mu hafif cisimler negatif elektrik yüklüdürler. Mimlimi elektron diyoruz. Atomun çekirdeğini protonlar ve elektronlar oluşlunu. Nötronlar elektrik yükü bakımından birbirine eşinir Proton, elektronun 1840 katı ağırlığa sahiptir. Alomıın ağırlığı kendisini oluşturan protonların ağırlığına bağlıdır Mesela hidrojen gazı atomu bir elektron ihtiva eder. Helyum gazı ise iki elektron ihtiva etmektedir. Oksijen gazı seki elektrona sahiptir. Uranyumun 92 elektronu \ ardır. Tabiatta \ar olan en aâır atom, uranyumdur. Atomun .»ellikleri elektronlara da\anmaktadır. Her atomun etrafında dönen elekironların sayısı o atomun çekirdeğindeki protonların sayısına eşittir. Atomun çekirdeği birbirine bitişik pozitif yüklü elektriklen oluşur. Nötrleşmiş nötronlar, hu poitif yüklü elektrikle beraber bulunmaktadır. Negatif yüklü elektronlar çekirdeğin etrafında belli bir yörünge takip ederek hızlı bir şekilde saniyede on binlerce mil kat edecek vaziyette dönmektedir. Atomun bütün elektrikleri boştur. (Birbirinden ayrıdır te atomun bin milyon ciiz’ündeıı bir cü’Unil geçmeyen bir boşluğu doldururlar. Bu yüzden Sir Oliver der ki: Şayet 80 kg bir iman cismini meydana getiren atomun bütün elektrikleri bir araya getirilerek sıkıştınlsa vc aralarında bir boşluk bırakıl masa, bu çok cüz’i bir milimetre mikap yeri kaplardı vc bu cismin geri kalan kısmı sadece hoşluktur. Ve bu boşlukta elektrik ve

— Evet Evet, sen şunu kastediyorsun. Allahü Teâlâ Hazretleri, sizi hızla hareket eden zerrelerden, biz insanları da yavaş hareketli varlıklar olarak yarattı. Fakat büyü suyu yavaş hareketli bu varlığı, zerrelerini harekete geçirmek suretiyle hızlandırdı. Ve bu hız sizin hız sınırınıza ulaştı. Böylelikle sizi olduğunuz gibi görme imkanına sahip oldular.

birbirini çeken mıknatıs çigiler (hatlar) bulunmakladır. İşte bu elektrikler kâinatı oluşturan ilk maddelerdir.

Kâinatta bulunan bütün canlılar, bitkiler, donuk maddeler, evet lüm bunlar ether denizinde yüzen elektriklerden ibarettir. Veya daha ince bir mânada tüm bunlar, çeşitli hızlarda süratle gidip gelen titreşme vc dalgalardan ibarettir.”

Tabii olarak bu. fizik ve metafizik âlemi ya da gözümüzle idrak edemediğimiz cinler âlemi için de geçeriidir. Bu atomlar âleminin hızlı titreşimlerinin tabiatından söz ederek konuyu özetlemek istiyoruz. Modem ilmin de ispatladığı gibi Dr. Cames Arthur. “Ether Âlemi” ünvanlı kitabında şöyle demektedir “Fiziki madde, iki sabil sınır (nokta) arasındaki titreşimlerden ibarcnir. Maddi ilim, bu iki sabit noktayı tespit edebilmektedir. Fizik âlemini oluşturan bu titreşimlerin tümü yalnızca bir renkle. 34.000 ile 64.000 dalgaya sahiptir. Bu görülebilen tayfı, kırmızı altı ve mor ötesi ışık titreşimleri oluşturur. Şâyct bir renkteki dalga boyunu değil dc saniyedeki titreşimin sürat miktarım ölçmek istersek şu hakikatle yüz yflzc geliri. Fiiki âlem saniyede 400 veya 750 milyar kez titreşir. Bu titreşim sayısı kâinattaki varlıkların birinden öbürüne değişkenlik gösterir. Varlıkları birbirinden ayıran lek özellik titreşim oranıdır.”

Benzer Yazılar

Leave a Reply