Çalışama Sanatı

Çalışama Sanatı

SONSUZ BİR EVRENDE HER ŞEY MÜMKÜNDÜRGünümüzde Birleşik Devletler’de ülke içi posta hizmetlerinin yüzde 35’ini faturaların, makbuzların, sipariş mektuplarının, banka dekontlarının, çeklerin vs. iletilmesi oluşturuyor. Ama bu yazışmaların büyük ü insanlar değil, kuruluşlar arasında oluyor. Posta hizmetleri giderek daha çok aksarken, birçok organizasyon İkinci Dalga’ya özgü posta sistemine alternatif olabilecek kanallar aramaya başladı ve böylelikle, Üçüncü Dalga posta sisteminin bazı kısımları yüzünü gösterdi.

Teleks, faks makineleri, kelime işlemciler ve bilgisayar terminallerine dayalı bu yeni elektronik posta sistemi, özellikle gelişmiş ülkelerde giderek yayılıyor. Yeni uydu sistemleri, bu yayılımı daha da hızlandıracak.

IBM, Aetna Casualty and Surety ve Comsat (güya devlete ait iletişim uyduları ajansı) birleşerek, başka şirketlere entegre bilgi hizmetleri sağlayabilmek için Satellite Business Systems şirketini kurdular. SBS, örneğin General Motors, Hoechts veya Toshiba gibi büyük firmalar için uydu hizmetleri sağlamayı planlıyor. Her şirket istasyonunda kurulu ucuz yer birimleri sayesinde, SBS her şirketin kendi elektronik posta hizmetine sahip olmasını, kamu posta hizmetlerine ihtiyaç duymamasını sağlıyor.

Kağıtlar göndermek yerine, yeni sistem elektronik sinyaller gönderiyor. Arthur D. Little araştırma organizasyonunda çalışan Vincent Giuliano, bugün bile elektroniğin birçok alanda en önemli unsur olduğunu belirtiyor; bir alışverişi etkili hale getiren şey bir elektronik sinyal oluyor ve bir kağıt fatura, dekont veya makbuz, daha sonrasında sadece teyit amacıyla gönderiliyor. O kağıt belgelere daha ne kadar süre ihtiyaç duyulacağı sorusu ise, tartışmaya açık bir konu.

Mesajlar ve talimatlar, sessiz sedasız ve anında gönderiliyor. Tüm sistemde bilgi parçacıkları bir aşağı bir yukarı dolaşırken, uyduya çıkıp dünyanın öbür ucundaki bir ofiste veya bir yöneticinin evinde duran bilgisayara inerken, tüm masalarda bulunan bilgisayar terminalleri büyük organizasyonlarda binlercesi sessizce yanıp sönüyor. Bilgisayarlar, gerekli olduğu yerde şirketin dosyalarını başka şirketlerinkilere bağlıyor ve yöneticiler dışarıdaki yüzlerce veri bankasında bulunan bilgilere kolayca ulaşabiliyor.

Olayların bu yönde daha ne kadar süre devam edeceğini hep birlikte göreceğiz. Ama yarının ofis ortamı neredeyse gerçek olarak kabul edilemeyecek ölçüde düzgün, sorunsuz ve belirsiz. Gerçekler daima kusurludur. Ama bu yönde hızla ilerlediğimiz son derece açık bir gerçek ve elektronik ofis ortamına doğru kısmi bir kıpırdanma bile, bir anda sosyal, psikolojik ve ekonomik sonuçlarda patlama yaratabilir. Şurası gerçek ki bizi bekleyen şey sadece yeni makineler değil. İnsan ilişkilerini ve ofislerdeki rolleri baştan aşağı yeniden yapılandıracağı kesin.

Başlangıç olarak, bir sekreterin fonksiyonları ortadan kalkacak. Yarının ofisinde daktilo bilmek bile gerekmiyor, çünkü sesli komut sistemleri bu ihtiyacı ortadan kaldırıyor. Başlangıçta mesajları yakalamak ve aktarılabilir biçimlere dönüştürmek için daktilo bilgisine hâlâ ihtiyaç duyulacaktır. Ama çok geçmeden, yazı ekipmanları her kullanıcının ses tonuna ve aksanma göre ayarlanarak, sesleri yazılı kelimelere dönüştürebilir ve dolayısıyla yazma aşamasını kesinlikle gereksiz kılabilir hale gelecek.

Dr. Giuliano şöyle diyor: “Eski teknoloji bir yazmanı gerektiriyordu, çünkü ilkeldi. Bir kil tabletle çalıştığınızda, kili pişirmeyi ve üzerine işaretler kazımayı bilen birine ihtiyaç duyarsınız. Yazı kitleler için değildi. Bugün sekreterleri yazmanların yerine getirdik. Ama yeni teknoloji sayesinde mesajları almak, düzeltmek, saklamak, yeniden ortaya çıkarmak, göndermek ve kopyalamak kolaylaştığında, bütün bu işleri kendi başımıza yapabileceğiz; tıpkı konuşmak gibi. İlkel unsur ortadan kaldırıldığında, yazmanlara da ihtiyacımız kalmayacak.”

Gerçekten de, birçok kelime işlemci uzmanının sarıldığı bir umut, sekreterin fonksiyonlarının geliştirilmesi ve yöneticilerin yazma işini üstlenmesi veya paylaşması yönünde; en azından, yazma ihtiyacı tamamen ortadan kalkana kadar.

Benzer Yazılar

Leave a Reply