Birleşik Devletler Osho

Ama Birleşik Devletler

Sınırları içindeki bu yeni deneyi hoş karşılamadı; hükümet ajanlarından oluşan geniş bir ekip, özel fonlarla kurulmuş lobi yapan organizasyonlar ve kökten dinci Hıristiyanlar Rajneeshpuram’ın varlığını ortadan kaldırmak üzere güç birliği ettiler. Yerleşimciler, kent sınırlan dışmda geziye çıktıklan zaman sözlü ve fiziksel saldırılara hedef oldular; kent ve içindeki çeşitli kuruluşlar uzun süreli adli mücadelelere girişti ve mahkeme celpleri yollandı. Osho’ nun toplum yaşamından çekilme sürecinde işleri yürüten özel kalemi, muhaliflerinin niteliklerini benimseyen bir görünüm kazanmaya, onlara ölümcül bir istekle saldırmaya ve topluluğu demir yumrukla yönetmeye başladı.

Osho, bu sıralarda umuma açık konuşmalarma yeniden başladı. Dikkatini Hıristiyanlık’a, onun teslimiyet ve körü körüne inanç değerlerine, suçluluk ve baskı yöntemlerine, taassup ve şiddet tezahürlerine çevirdi. Özgürlük ve sorumluluk, yaşama saygı hakkında konuştu. Topluluğun muhaliflerine deneyi, kendileri için bizzat gelip görmeye, kendi anayasalarım onaylarken dikkatli olmaya çağırarak sert bir biçimde meydan okudu.

Osho’nun özel kalemi sonunda bazısı dışarıdaki düşmanlara, ama çoğunluğu bizzat içerideki yerleşimcilere karşı olmak üzere ardmda bir ağır suç ve kötülük dizisi bırakarak komünü terk etti. Yerel görevliler, eyalet görevlileri ve federal görevliler, kente ve komün yapılarına karşı harekete geçerek, topluluğa resmi olarak suçlamalar yönelterek, tüm mal varlıklarına el koyma tehdidinde bulunarak fırsattan yararlandılar. Osho, gözden düşürülme ve kalem müdürünün ağır suçlarım ona yükleme girişimi içinde tutuklanıp kefaletsiz hapse atıldı; pranga ve zincire vurularak ülkenin öbür ucuna bir cezaevi uçağıyla nakledildi. Beş saatlik yolculuk, Osho’nun nerede olduğunun avukatlarından gizlendiği iki günlük süre de dahil olmak üzere beş güne uzatıldı. Osho, bir Oklahoma cezaevine sahte isimle konulmuştu. Bu süreyi takiben sağlığının giderek kötüleşmesi, doktorları, Oklahoma’da geçirdiği iki gün içinde muhtemelen taliumla zehirlenmiş olduğuna inandırdı.

Osho, yaşamından endişe eden avukatlarının önerisiyle göçmenlik yasasının hafif ihlâli suçundan Birleşik Devletler’den sürülmeye razı oldu. Bir dünya turuna çıktı, ama Amerikan Dışişleri Bakanlığının baskılan, yirmi bir ülkenin ya girişini engellemesiyle ya da kısa bir ikametten sonra hiçbir açıklama yapmadan kendisini sınır dışı etmesiyle sonuçlandı. 1986/nın ortasmda tüm dünyadan yüzlerce müridinin ve arkadaşının ona kavuştuğu Hindistan’a döndü.
1987 yılının Ocak ayından itibaren Poona’ya geri dönen Osho, orada günde iki konuşma yapıyordu. Poona komünü birkaç ay içinde dopdolu bir etkinlik programına başlamıştı ve daha önceki kapsamım çok aşan bir genişleme faaliyeti içindeydi. Çağdaş, klimalı tesislerin standardı Amerika’da belirlenmişti; Osho, yeni Poona komününün, gelişmekte olan Hindistan’da bile bir XXI. yy. vahası olabileceğini s şıkça ortaya koydu. Doğu’dan özellikle, Japonya’dan giderek daha çok insan geliyordu, bunların varlıkları da sağaltım ve döğüş sporu programlarına bir zenginlik katıyordu. Yeni “Gizemci OkuT’la beraber görsel ve uygulamak sanatlar başan kazandı. Bu çeşitlilik ve yaygınlık, Osho’nun tüm programlan kapsayan şemsiye olarak seçtiği “Multiversity” adına yansıdı.

Meditasyona yapılan vurgu ise daha da güçlenerek büyüdü. Bu, Osho’nun söylemlerinde sürekli yinelenen bir konuydu; o da Akıl Yokluğu, Gizemh Gül ve Yeniden Doğuş dahil olmak üzere birçok meditasyon tedavisi gehştirdi ve sundu.
Osho, 1987’nin ortasında yavaş yavaş halka açık etkintik lerden çekilmeye başladı. Kötüleşen sağlığı sıkça söylev vermesini engelliyordu; ortalıkta görünmediği dönemler gitgide uzadı. 1988 yılının ortalarında, her konuşmasının sonunda dinleyicilerine üç aşamalı meditasyonda yol göstererek söylemlerine yeni bir unsur kattı. 1989 yılının Nisam’nda soruları cevaplandırıp, Zen sutraları üzerinde yorum yaptığı son söylevini verdi. Bunu izleyen aylarda, sağlığı elverdiğinde, akşamlan gelip, müzik ve sessizlik eşliğinde yapılan meditasyon sırasında müritleri ve arkadaşlarıyla oturuyordu; sonra da odasına çekiliyor ve topluluk onun videoya kaydedilmiş söylevlerinden birini dinliyebiliyordu.

Osho bedenini 19 Ocak 1990’da terk etti. Bu tarihten sadece birkaç hafta önce, gittiği zaman eserinin ne olacağı kendisine soruldu. Şöyle dedi: Varoluşa güvenim mutlaktır. Söylediklerimin içinde herhangi bir gerçek varsa, hayatta kalacağım… Eserimle ilgilerini koruyan kişiler meşaleyi taşıyacaklar, ama hiç kimseye hiçbir şeyi dayatmaksızın…
Halkımın bir esin kaynağı olarak kalacağım. En “sann yasin” olanların hissedeceği budur. Onların kendiliklerinden, çevresinde hiçbir kilisenin yaratılamayağı sevgi gibi, hiç kimsenin tekelinde olmayan farkmdalık gibi; kutlama, sevinç duyma ve tazeliğini, çocuksu gözlerini koruma gibi niteliklerle gelişmelerini istiyorum…

Halkımın kendini tanımasını istiyorum, kendini herhangi bir kişinin gözüyle görmesini değil. Yol içeridedir.
Osho bedenini terk etmeden önce, küllerini içerecek mermer ve aynalı camlı mezarına esini yazdırdı.

Benzer Yazılar

Leave a Reply