BİREYİ YENİDEN DEĞERLENDİRME

Bugünün toplumsal görüş sahiplerinden hiçbiri, söz konusu ettikleri büyük toplumsal dönüşümün gerçekleşmesi için belirli bir program önerememektedir. Gerçekten bazıları büyük adımların atılması yolunda bir görüş önermekte fakat hiçbiri insan gücünün ortaya çıkarılmasını hızlandıracak özel bir yöntem salık verememektedirler.

Benzer biçimde suç ve yoksulluk sorunlarım, çözmekle sorumlu toplum plancıları, 1960’lardaki LiberalSosyal reçetelerin yalnızca kısıntılı başarılarım izledikten sonra, tutucu bir durum aldıkları görülmektedir.

Büyük ölçüde toplumsal sorunlara karşı bir durum alma zorluğu karşısında kalan birçok sosyologlar toplumlunuzdaki temel sorunların yapışım yemden gözden geçirmektedirler. Yale Üniversitesi sosyologlarından Wendell Bell şöyle bir açıklamada bulunmaktadır: “Geleneksel toplumsal mühendisliğin önemsiz olduğu hakkında yaygın bir kam var. Her ne yaparsa yapsın müfredat programlan, planlama, komşu çevre çalışmalan, toplumsal nedenlerin karşılığım ödeme gerçekten bir işe yar anlamaktadır.

S.M. Miller’in gösterdiği gibi, şimdi birçok sosyologlar, sosyal sorunların çözümlenemeyeceğini çünkü bunların köklerinin bireyin değişmez belirginliklerinde bulunduğunu söylemektedirler.

Toplumsal pragmatistler, toplumda ortaya çıkmakta olan değişikliğin, toplumun yemden örgütlenmesi için geniş kapsamlı bir programdan değil fakat bireyin içindeki temel değişikliklerden doğduğunu kavrar görünmektedirler.
Bazı toplum eleştirmenlerine göre, bireyin gelişmesine bağlı değişiklik görüntüsü bir kötümserlik nedenidir.

Her ne kadar bunlar ,toplumumuzu saran sorunları yalnızca yasayla ortadan kaldıramayacağımızı kabul etmekle birlikte, bireyin gelişmesine dayanarak çözüm yollan başarabileceğimize pek az güven duymaktadırlar. Henry Kissinger’in yakınlarda belirttiği gibi:

“Her sorunun bir çözüm yolu olduğu ve iyiniyetin bir bakıma iyi sonuçlan garanti ettiğini sanma yolunda bir eğili vardır. Ütopya yalnız bir düş değil, eğer yalnız doğru yolu izlersek, varılacak mantıksal bir amaç olarak görüldü. Bizim kuşağımızın ilk anlaması gereken, bu yolun sonsuzluk olduğu ve bu yolculuğun sonunda Ütopya’yı değil kendimizi bulacağımız dır.”

Kissinger’in demek istediği, kendimizi bulmada yalnız sorunların can sıkıcı kaynağını ortaya dökmekte oluşumuzdur. Bununla birlikte, toplumun her kesiminde gerçekten kendilerini bulan bireyler, kendilerinde geniş ve umut edilmeyen enerji, zekâ ve doyumluluk kaynaklan olduğunun bilincine varırlar.

Eğer biz, yalnız tarihin yazdığı görünürdeki kanşık bireysel ve toplumsal sorun lan bulduğumuza inanırsak, kendimizi bulma kavramına büyük haksızlık yapmış oluruz.

BİREYİ YENİDEN DEĞERLENDİRME

Benzer Yazılar

Leave a Reply