Bir içeri, Bir Dışarı

Bir içeri, Bir Dışarı

Üstünde benim ağırlığım olduğu halde yataktan fırlayıp kalkmayı başarmıştır hep Ali. Gözleri, elimdeki tencere kapaklarından daha büyük görünür. Pek keyiflenmişim bugün. Yataktan fırlayıp tepeme dikildi, herhalde tarot falı gibi aklımı oynattığımı düşünerek bakmaya başladı bana. O sırada ben de yatağın üstünde ayağa kalkmıştım, eğer mesajımı iyi anlamamışsa diye tencere kapakları hazır bekliyordu elimde. “Ne yapıyorsun sen?” diye haykırdı Ali. Tabii ben burada size, onun asıl söylediğini kibar bir şekilde aktarıyorum.

“Bir daha klozet kapağını açık bırakmadan önce,” dedim, tencere kapaklarını kaldırarak, “bu anı hatırlamanı istiyorum. Kalbin hızla çarpıyor, değil mi? Seni uyandırdım, değil mi?” “Evet, iyi tamam.” diye mırıldandı Ali, mahmur gözlerini yavaş yavaş yatağa çevirmeye başlamıştı yine. Tencere kapaklarını üç kez daha çarptım birbirine. Ali yine uyanmıştı.

“Yoo, tamam değil.” diye bir tehdit savurdum, yatakta dikilirken. “Olur da tarot falı gibi kubura düşersem, bu da uyandıracaktır seni.” Bir etki yarattı tabii bu. İtiraf etmeliyim ki gece yarısı senfonisiyle yüzde yüz başarı sağlayamadım, ama her şey eskisinden daha iyi. Yine de dikkatli olmak zorundayım. Asıl değişiklik, ayrı tuvaletlerimizin olduğu bir eve taşındıktan sonra gerçekleşti. Asla onun tuvaletine adım atmıyorum. O da benimkine asla adım atmıyor.

İki tuvaletli bir evde oturacak kadar şanslı değilseniz, şu haber size cesaret verecektir belki: Geçenlerde yeni bir icattan söz edildiğini duydum. Yakında piyasaya sürülecek olan bu icat, karısı, kızı ve çok sayıda kız kardeşiyle birlikte yaşayan bir erkek tarafından geliştirilmiş. Düşünceli tuvalet adını taktığı icadını gururla tanıtıyor adam. Mekanik dehası sayesinde bu tuvalet, kapağın açık kaldığını fark ediyor ve dört dakika sonra otomatik olarak kapatıyormuş kapağı. Erkekler, düşüncesizliklerini gizleyen icatlar gerçekleştirmekte çok başarılılar. Neyse, yine de bu sorunun üstesinden geliniyor ya.

Bazen ailede erkelerin en iyi yaptığı işin nefes almak olduğunu söylerim ben. Havayı bir içeri çekiyorlar, bir de dışarı veriyorlar işte.

Erkekler çok mu çalışıyor? Yo. Hakikat şu: Her şeyi kadınlar yapıyor. Çalışma, alışveriş, yemek pişirme, temizlik, çamaşır, çocuk bakımı, sosyal işlerin düzenlenmesi, bütün meşakkat. Erkekler, nefes alıp veriyor.

Bu eşitsizliğe bir çözüm bulunacaksa, işe küçüklükten başlamalı. Annelerin, oğlan çocuklarına iki aşamalı düşünmeyi küçükten öğretmesi gerek. İleri yaşlarda çok zor iş bu. Örnek: Bir erkek tuvalete oturmuş ihtiyaç gidermektedir, bitince elini tuvalet kâğıdına atar ve bir de bakar ki kâğıt bitmiş. İşte iki aşamalı düşünme bu noktada devreye girer. Önce erkek, tuvalet kâğıdının bittiğini anlar. İkinci aşamada, ki bu hayati önem taşımaktadır, yerine yeni tuvalet kâğıdı koymayı düşünür ve koyar! Böylece tuvalet kâğıdı savaşlarına gelmiş bulunuyoruz.

logo

Benzer Yazılar

Leave a Reply