Bir Hayatınız Olsun

Bir Hayatınız Olsun

Bir kahraman gibi yani potansiyelinizi sonuna kadar kullanarak yaşayacaksanız, ıvır zıvır işlere harcayacak enerjiniz yok demektir. Yargıç Aylin’nin mahkemesine gelen en tipik ve yaygın dava türlerinden biri, aptalca kin tutmaya devam eden kadınlarla ilgili olanlardır. Tavşan dağa küsmüş hikâyesidir bu. İki kadın kırk yıldır birbirlerinin en candan dostu olmuştur, sonra birdenbire “En iyi şapkamı yırttı… Sandalyemi kırdı… Arabamı çizdi… Ona 10 dolar borç vermiştim geri alamadım.” Bazen de, bir zamanlar birbirine ‘âşık’ olmuş iki insan, son elektrik faturasını kimin ödeyeceği konusunda bir yıl boyunca kavga eder. Böylesine eften püften meselelere insanların böylesine ihtirasla sarılmasına hayret ediyorum doğrusu.

Daha da doğrusu böyle davalarla karşılaşmaktan nefret ediyorum. İnsanlar birbirlerine diş bileyerek eski yaraları kaşıyarak gerçek ya da hayalî kabahatler için öç almaya uğraşarak en değerli yıllarını mahkemelerde geçiriyorlar. Hayatları geçip gidiyor yanlarından; o yılları asla geri getiremiyorlar.

Şen Dullar
İstatistikler çok açık. Kadınlar daha uzun yaşıyor. Dullar arasında kadın sayısı erkeklerden çok fazla. Üstelik dul kadınlar bir ayağı çukurda da değil. Daha bir yirmi otuz yıl capcanlı, serüvenlerle dolu bir hayat sürebilirler.

Yani bu demek oluyor ki Tanrı’nm bağışlayacağı en iyi evliliği siz yaşamış olsanız bile, hayatınızın bir bölümünü yalnız geçirme ihtimaliniz var. Bütün o yıllar boyunca ne yapacağınızı düşündünüz mü hiç? Belki bir hafta, en fazla bir ay süreyle ağlarsınız. “Aman Tanrım, Irving öldü. Ne yapacağım şimdi?” Ama sonra, hep söyledikleri gibi, hayat devam eder.

logo

Benzer Yazılar

Leave a Reply